Metinde, "Taraflar bu anlaşmayı Ukrayna'nın NATO ittifakına olası üyeliğine giden bir köprü olarak kabul ediyor" denildi.
Anlaşmada, Ukrayna'ya yönelik bir silahlı saldırı veya silahlı saldırı tehdidi durumunda üst düzey ABD'li ve Ukraynalı yetkililerin, yanıtlar konusunda istişarede bulunmak ve Ukrayna'nın hangi ek savunma ihtiyaçlarına ihtiyacı olduğunu belirlemek üzere 24 saat içinde bir araya geleceği belirtiliyor.
Anlaşma uyarınca ABD, Rusya'nın Ukrayna'nın doğu cephesine yönelik yenilenen baskısında, Ukrayna'nın egemenliğini ve toprak bütünlüğünü savunmasına verdiği desteği bir kez daha teyit ediyor.
Metinde, "Ukrayna'nın güvenliğini sağlamak için her iki taraf da Ukrayna'nın önemli silahlı kuvvetlere, güçlü yeteneklere ve Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) standartlarını karşılayan bir savunma sanayi üssüne sürekli yatırım yapması gerektiğinin farkındadır" denildi.
ABD'nin, egemen, bağımsız, demokratik bir Ukrayna'yı savunabilecek Ukrayna güvenlik ve savunma güçlerinin geliştirilmesi için uzun vadeli malzeme, eğitim, danışmanlık, istihbarat, güvenlik, savunma-endüstriyel, gelecekteki saldırganlığı caydırmak için kurumsal ve diğer destek sağlamayı planladığı kaydedildi.
Aynı zamanda belge, dün Beyaz Saray'da açıklandığı gibi, Washington'un Ukrayna'yı korumak için güç kullanma yönünde herhangi bir yükümlülüğünü içermiyor. Ayrıca Amerikan tarafı için herhangi bir parasal yükümlülük de içermiyor.
Washington Post'un belirttiğine göre, anlaşma Kongre tarafından onaylanmazsa, bir sonraki ABD başkanı isterse anlaşmadan çekilebilecek. Trump seçimi kazanırsa anlaşmanın geleceği belirsizliğini koruyor.