Tarih: 12.10.2023 21:42

3. DÜNYA SAVAŞI BAŞLADI!

Facebook Twitter Linked-in

Öncelikle HAMAS örgütünün İsrail'e tam da onların milli bayramı olan 7 Ekim tarihinde beklenmedik anda 23 ayrı bölgeden saldırmasına değinmek istiyorum. Bu bir savaş değildi, dahası asıl hedef Mescidi –Aksa hiç değildi. Sosyal medya yorumlarında insanların HAMAS'a hak vermelerine gelince İslam adına hareket eden hiçbir ordu veya örgüt asla halkın bayram gününde hele ki, sivilleri hedef alarak saldırmaz! Yüce İslam dinimizde bu ağır suç ve günahtır. Dinimizde asla savaşa sivilleri katletmekle başlanmaz, İslam tarihinde Peygamberimiz böyle vahşet yapmadı ve yapanları kınadı. Düşman ne kadar kafir ve zalim olsa bile, düşman halkın her hangi siyasete, siyasi olaylara karışmayıp, sade yaşantısını sürdüren masum kadın ve çocuklara saldırmakla savaş başlatmak dinimizde yoktur! Kaldı ki, HAMAS adlı örgüte İslam adını yakıştırmaları biz Müslümanlara ironik yaklaşımdır ki, hiçbir Müslüman devlet ne böyle örgütlere ne de her türlü sinsi tuzak, plan peşinde olan İran'a İslam adını kullanmayı yasaklamıyor. Buna izin vermemiz de bize vebal olarak geri dönüyor, döner de. Şahsi fikrimce HAMAS tek mana ile terör örgütüdür. "Allahü Ekber" diyip kadına eziyet etmek, çocukları öldürmek biz Müslümanlara hakarettir, bu hakta toplumda hiç tepki görmemek beni rencide ediyor açıkçası. Savaşa dönelim, bu saldırının asıl amacı bana göre İran ve Rusya'nın Kafkasya'da kontrolü kaybetmeye başladığı için planlandı. Neden böyle düşünüyorum açıklayayım: 17 Eylülde İstanbul'da gizli bir görüşme yapılmış, görüşmede Rusya, Amerika ve Avrupa Birliği yetkilileri bir araya gelerek toplantı yapmışlar. Fakat, bu toplantıda Türkiye Cumhuriyeti üst kurumlarının yetkililerinden kimse gözlemci veya doğrudan temsilci sıfatı ile katılmamış , hatta resmi kurumlarımıza toplantının tutanakları bile sunulmamıştır. Düşünceme göre bu saldırı hakkında bu toplantıda plan veya her hangi bilgi paylaşımı da olmuştur ki, çok gizli olduğu Türk yetkililerin davet edilmediğinden belli oluyor. Rusya bu saldırıda baş aktör olduğunun ipuçlarını aslında veriyor göre bilene. Putin – 1967 yılındaki şekli ile Filistin arazisinin devlet olarak tanınması gerektiğini ve bu saldırıda doğrudan Filistin'i desteklediğini sık –sık duyuruyor. Rusya için Karabağ ve esasında tüm Kafkasya adeta hayat damarı gibi önemlidir. Rusya Karabağ'ı ve Ermenilerle samimiyetini kaybedince, üstüne Ukrayna'da da pek başarılı olamayınca aklını kaçıracak gibi oraya buraya saldırmaya yeltendi. Bir Polonya'ya gönderme, bir Kosova derken oralardan ekmek çıkmayacağını anlayınca her zaman olduğu gibi yine İran'la bir araya gelerek Karabağ için devasa boyutta destek veren Türkiye'yi "cezalandırmanın" yollarını aramaya başladılar. Elbette bu hırs İran'ın da tam isteği ile örtüşüyordu. Zira İran Karabağ Ermenilerin elinden çıkınca Zengezur koridoru için operasyonlar, ekonomik forumlar, yol yapılması gibi ciddi Türk Birliği Kurulumunu hazmedemedi İran'daki 40 milyon Azerbaycan Türkü'ünün ayaklanarak bağımsız olma direnişini düşündükçe kahroldu, Rusya ile acele görüşmelerle HAMAS a İran'ın destek verip gaza getirmesine kadar bu iş tehlikeye dönüştü, ne alaka demeyin, farkında iseniz bu saldırı sonrasında savaştan kaçan İsrail ve Filistinliler de Türkiye'ye kaçmaya başladılar. Rusya ve İran Suriye belası ile zaten Türkiye'deki göçmen, mülteci Arapları Türk halkının başına sarmış, Rusya mültecilerin halk tarafından hiç istenmediğinin farkında, Türkiye'ye her taraftan mülteci akını Türkiye ekonomisini bir az daha zora sokacak, halk ayaklanacak diye Rusya ve İran şu an bir taraftan da bunun peşinde ki, Türkiye zayıflasın, Azerbaycan yine tek başına kalsın, Rusya ve İran 1828 yılında olduğu gibi , 1991 yılında olduğu gibi Karabağ'ı ve belki hıncını almaya daha fazla bölgeyi tekrar Azerbaycan'dan dolayısı ile Türk Dünyasından koparıp parçalamaya nail olsunlar. HAMAS gibi terör örgütleri dinimizin şartlarına değil, onlara sayılan paralara ve sunulan peşkeşlere bakar, bunu araştırmadan, okumadan Filistin din kardeşimdir diyen soydaşlarımızın dikkatine sunarım. Bu sinsi ve korkunç saldırı İsrail gibi tüm dünyadan destek alan devleti kışkırtmaya ve gözü dönmüş zalime çevirmeye yetti. Filistinliler böyle karşılık ala bileceklerini bilmiyor mu sanıyorsunuz? MOSSAD gibi istihbarat örgütünün 23 ayrı bölgeden saldırı yapılacağı bilgisini alamaması hikayesine inanmayın. Hepsi her şeyi biliyordu. Belki boyutunu bilmeye bilirler. Ama, zaten hırsı ile koltuğa ve hükümranlığa düşkün olan bu Firavun bozuntularının halk umurunda değil. Ve 3. Dünya Savaşı Başladı! Bundan sonra bizi zor günler bekliyor. Türkiye oldukça titiz ve temkinli yol izlemekle halkın da sosyal medyadan bir birine ağız dalaşı ile saldırmasına karşı hassas olmalıyız. Yol vermemeliyiz. Savaş her yere yayılıyor. Atatürk : "Hatay benim şahsi meselem" dediğinde Hatayı daha yüksek hassasiyetle korumamız gerektiğine dikkat çekmenin şifresini vermiştir. Şu an Hatay sınırına TSK birliklerimiz Radar Sistemi kurmak için konuşlanmış, 6 Şubat depreminden sonra Hatay halkının çoğunluğunun şehri terk etmesi ve deprem sırasında çok can kaybımızın olduğu o İlimiz şu an en tedirgin günlerini yaşıyor. Hatay'a yerleştirilecek mülteci göçünün ve savaş karmaşası ile dışarıdan Hatay'a müdahale olmasından çok endişeliyim. Ama Türk aklı ile bu sorunun da üstesinden geleceğimize yürekten inanıyorum. Bu savaş uzamasın diye neler yapa biliriz? Artık geç kaldık demeye de korkuyorum. Sadece dik duruşumuzdan taviz vermeyerek psikolojik olarak güçlü olmalıyız. Vüsale ALİ


Orjinal Habere Git
— HABER SONU —