Bir millet düşünün ki sınırlarla parçalanmış, pasaportla birbirine gidecek hale gelmiş; ama kalbi bir, ruhu bir, duası bir kalmış… Biz o milletin çocuklarıyız. Biz Türk milletiyiz. Ve bugün, “iki devlet bir millet” ülküsünün kıymetini, o ülküyü omuzlarında taşıyan büyüklerimizi bir kez daha rahmetle, minnetle anmanın vaktidir.
Haydar Aliyev… Azerbaycan’ın ebedi lideri, devlet aklının timsali… Ve onun davetiyle Azerbaycan’a giden, Türkiye’nin emniyet teşkilatında yıllarca görev yapmış, tertemiz bir vatan evladı: Osman Gezeker… Belki bugün gençlerimizin çoğu bu ismi bilmez. Ama Azerbaycan’ın emniyet kurumları bilir. Sokaklarında huzur, adalet dairelerinde düzen, devletin kurumlarında disiplin varsa, bunda Osman Gezeker’in alın teri, aklı ve Türk milletine olan sadakati vardır.
Türkiye'de üst düzey emniyet görevlerinden sonra Azerbaycan'a giden Gezeker, orada sadece bir güvenlik sistemi kurmadı. Aynı zamanda bir milletin öz güvenini inşa etti. Sovyetlerin enkazı altından yeniden doğan Azerbaycan, kardeş Türkiye’nin tecrübesiyle yeniden ayağa kalktı. İşte bu noktada, "iki devlet bir millet" sözü bir şiar olmaktan çıktı, bir kader ortaklığına dönüştü.
Bugün Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev’in şu sözleri tarihe bir mühür gibi vurulmuştur:
“Biz biliyoruz ki 80 milyon kardeşimiz var, siz de bilin ki 10 milyon kardeşiniz var!”
Bu söz, sadece bir nezaket ifadesi değildir. Bu söz, Karabağ’da toprağı uğruna can veren Mehmetçik’in duasıdır. Bu söz, Bakü’de bir çocuğun gönlünde yanan Türkiye sevgisinin karşılığıdır. Bu söz, Şuşa’da, Gence’de, Nahçıvan’da ezanla birlikte yükselen kardeşlik ezgisidir.
Terekemeler der ki:
“Yahşı günde yar yahşı, Yaman günde gel Gardaş!”
Yani iyi gününde yanında sevgili olur, kötü gününde ise kardeşin yetişir… Bu söz sadece bir atasözü değildir; bu bizim kaderimizin tercümesidir.
Biz kardeşliği sadece bayram mesajlarına sıkıştıran bir millet değiliz. Biz kardeşliği Çanakkale’de, Sarıkamış’ta, Karabağ’da, Gence’de yazmış bir milletiz. O yüzden Haydar Aliyev’i de Osman Gezeker’i de hatırlamak, sadece vefa değil, aynı zamanda bir bilinç borcudur. Onları unutan, kardeşliğin kökünü unutur. Onları hatırlayan, milletin çınarını sulamış olur.
Bugün Azerbaycan’da Osman Gezeker’in yetiştirdiği nice emniyet mensubu vardır ki, onun adını bir öğretmen gibi, bir abi gibi anar. Onun bıraktığı iz, sadece Azerbaycan topraklarında değil, gönüllerde yaşamaktadır. Ve o gönüller bir oldukça, Türk milleti asla bölünmeyecek, asla diz çökmeyecektir.
Ne mutlu bize ki kardeşliğimiz kağıt üzerinde değil, tarihin içinde yazılmıştır. Ne mutlu bize ki, Gardaş deyince kalbimiz titrer. Ne mutlu bize ki, yaman günde gardaşımız var.
Haydar Aliyev’i, Osman Gezeker’i ve bu uğurda emek veren tüm büyüklerimizi rahmet ve minnetle anıyor, emanetlerine sahip çıkacağımızı bir kez daha haykırıyoruz.
"İki devlet, bir millet" değil artık bu topraklarda, bir ruh, bir yürek, bir istiklaliz biz!