Katar'da düzenlenen 2022 Dünya Kupası, sadece futbolun değil, güvenliğin, organizasyonun ve insanlık onurunun da sınandığı dev bir sınavdı. Ve bu sınavdan alnının akıyla çıkan bir ülke vardı: Türkiye.

Türk güvenlik güçleri, Katar’a davet edildi. Uluslararası bir etkinliğin güvenliğini üstlendi. Sonuç:
Sıfır suç. Sıfır kriz. Sıfır korku.
Bu, dünya kupaları tarihinde bir ilkti. Ama bu başarıyı konuşan neredeyse yok. Çünkü dünya henüz barışı temsil eden bir Türk gücüne alışkın değil.

Ama biz buradan açıkça ilan ediyoruz:
Türk'ün olduğu yerde savaş değil barış, kaos değil düzen, işgal değil adalet vardır.

Türkiye, gittiği her yere yalnızca asker göndermiyor; aynı zamanda vicdan, adalet, iyilik ve birlik götürüyor.

Bakın Somali ve Etiyopya’ya…
Yıllarca birbiriyle kavgalı olan bu iki Afrika ülkesini aynı masada birleştiren kimdi?
Ne Amerika… Ne Rusya…
O masanın mimarı Türkiye idi. Çünkü Türkiye’nin siyaseti değil, medeniyeti konuşur.

Libya’ya bakalım…
Batının eli petrol kuyularındaydı. Amerika’nın planı netti: Libya 50 yıl daha çatışsın, küçülsün, bölünsün.
Ama Türkiye başka bir şey yaptı.
Barış götürdü. Güven verdi. Kardeşliği hatırlattı.
Bugün Libya, iç savaştan sonra ilk kez geleceğini yeniden konuşabiliyorsa, bunda Türkiye’nin payı büyüktür.

Azerbaycan Karabağ’da zafere ulaştı. Savaş bitti. Ama kin bitmedi derken, Türkiye orada dostluk köprüleri kurdu.
Ermenistan ile Azerbaycan arasında yeni bir sayfa açılmaya başladıysa, bu Türkiye’nin gölgesinde oldu.
Daha düne kadar birbirine silah doğrultan iki halk, şimdi sınır kapısı açıyor, ticaretten, bölgesel kalkınmadan konuşuyor.

Irak’ta, İran’da, Afganistan’da, hatta Orta Asya’da Türkiye’nin estirdiği dostluk rüzgârı hissediliyor.
Çünkü Türk’ün aklı işgal değil; ihya etmektir.

Ama burada acı bir soru geliyor:
Peki bunları bizim gençlerimiz neden bilmiyor?
Neden bunlardan gurur duymuyor?
Neden içimizdeki medya bile bunları anlatmıyor?

Cevap net:
Çünkü anlatamıyoruz.
Çünkü kendimizden bile haberimiz yok.
Çünkü bu başarıları gölgeliyorlar.

İşte bu yüzden gençlerimizin önüne gerçek başarıları değil; ekran süsü sahte kahramanlar sunuluyor.
Bu yüzden dizilerle avutulup, şovlarla uyuşturulup, öz güveni elinden alınmış bir nesil yetişiyor.

Oysa Türk gencinin bilmesi gereken en büyük gerçek şu:
Türkiye, bugün dünyada barışın yeni adı olmuştur.

Bu gerçeği gizleyenler değil;
bu gerçeği anlatanlar kazanacak.
Çünkü:

Türk’ün ayak bastığı toprakta düşmanlık değil kardeşlik büyür,

Türk’ün uzattığı elde ihanet değil merhamet vardır,

Türk’ün liderliğinde sömürü değil diriliş başlar.

Türkiye artık sadece bir ülke değil, bir modeldir.
Adil bir dünya düzeni için kurulan yeni masanın asli sahibidir.
Ve bu masada artık sadece güç değil, hakikat konuşacaktır.