Semaverin tadı kaçmış!

Olimpiyat parkında araç girişlerinden 20 tl alınacakmış ve bu alınan paralarda Erzurum Spor FK da kullanılacakmış.

Alınan karar bu ve birileri daha şimdiden ortalığı ayağa kaldırarak, feryatlara boğuldular. Aman efendim bir semaver keyifleri varmış ta, yok efendim bu uygulama kimsenin umurunda değilmiş de, yapılan çok yanlışmış ta…

Ne kadar da boşa kürek çekmeyi seviyoruz değil mi?

Evde eşine, çocuğuna ve hatta kedisine laf söyleyemeyen birileri nasıl da kalem ustası olarak yazıp duruyorlar. 

Çoğulunun da gerçek adı ve hatta ne yazdığı dahi bilinmeden.

Parola misali isimlerle klavye şövalyeliği…

Elbette eleştirilecek, elbette var ise hatalı bir durum, fikirler söylenecek ama gerçek olarak…

Yazarsın delikanlı gibi adını soyadını; ardından belirtirsin gerekçeni, yaparsın eleştirini ve yazarsın yorumunu, okuyanlar da hak verir veya vermez olur biter.

Beylerin semaver keyifleri kaçmışmış…

Verecekleri 20 tl ile ortalığı yangın yerine çevirenlere bakınız hele…

Bir futbol takımına verecekleri 20 tl ile kendilerine haklılık payı arayanlara sadece gülünür haberiniz olsun. 

Semaver çayı içeceğiniz bu şehirde o kadar çok bedava yer var ki! Gitmezsin olur biter. 

Nedir bu tantana… 

Yoksa altında başka bir şey mi arayalım?

Yok, ben Olimpiyat Parkında içeceğim diye ısrar ediyor iseniz; o zaman bu yer Erzurum halkının kendisine ait özel bir mülktür ve tasarrufu da büyükşehir belediyesine aittir, kusura bakmayınız ama o ücreti ödeyeceksiniz. 

Arabanızın bu mülkten içeri girip park etmesine karşılık 20 tl de aslında çok az…

Ben olsam 20 almazdım daha çok alırdım.

Altı boş kumdan kaleler ile sırf laf olsun diye meydana çıkılmaz arkadaşlar. Önce toplum olmanın ve toplumda yaşamanın gereklerini kavrayıp yerine getirelim, sonra klavye şövalyeliği yaparız, değil mi?

Bakınız; bu şehrin aslanlar gibi onur mücadelesi veren,   bir futbol takımı var ve kabul etseniz de etmeseniz de bu takıma bir şekilde sahip çıkılacak ve desteklenecek.

Birilerinin semaver keyfi kaçacak diye binlerin keyfini kaçırmanın anlamı yoktur sanırım!

Bu arada, sırtlarında terlettikleri formanın göğsünde bu şehrin adı ve amblemi var; bu ülkenin bayrağı var ve inanın her şeyin para olmadığını o çocuklar son birkaç yılda daha çok öğretti bize. Şimdi sırf birilerinin güdümünde, ezbere olsun torba dolsun diye laf söyleyecek iseniz bari mantıklı bir gerekçe sunun, belki bizde destek çıkarız size.   

Bir yerlerden destek adımı atılmayınca ve onursal başkan Sekmen’in attığı bu ve buna benzer adımları beğenmeyen, koyar cebine parasını ve gelir bu şehrin kendi takımına “ yirmi liralarla bu iş olmaz, değmeyin ehli keyf kardeşlerimin semaver keyfine” diyerekten sahip çıkar.

Hem de ağalar gibi, hem de paşalar gibi…

Bizlerde ona her adımında yardımcı oluruz.  

Değil mi ki ağzı olan konuşuyor, bari boş konuşmasalar.

Öyle kolay mı; yüzlerce insanın formasıydı, ayakkabısıydı, lisansıydı, maaşıydı, harçlığıydı, sağlığıydı, yemeğiydi, intikaliydi, malzemesiydi, konaklamasıydı… 

Sayamadığımız değil, saymadığımız yüzlerce kalem var ve hepsi maddi değer. 

Yani semaverci kardeşim benim, hepsi para… 

Bu takım birkaç hafta sonra sahalara dönecek ve stadı dahi yok. 

Yönetiminden, teknik heyetinden, idarecisinden, sporcusundan; malzemecisine kadar ciddi bir şekilde gayret gösterenlerimize destek olacağımıza, minnet duyacağımıza, olmayan servetin paylaşımında sıkıntı çıkarıyoruz.

Dadaşlığa yakıştı mı şimdi?

Semaverin de, çayın da asıl tadı şimdi kaçtı…