Sanırım hayatımın ikinci dönüm noktasındayım. Bazı kararlar almam gerekli. Bunun farkındayım. Aldığım her karar birilerini üzecek. Biliyorum ki herkesi aynı anda memnun da edemem. Ya da memnun etmek zorunda mıyım?
Ben yaşarken bu süreçte olmayanlar, şimdi sonucu üzerinde söz sahibi olduklarını sanıyorlar. Bunun da hemen farkına varamadığım da bir gerçek.
Kendi hayatımda başkalarının fikirleri galiba benin fikirlerimden daha önde olduğu dönemler vardı. Yaş almak belki de böyle bir şeydir.
Hangi kitapta okudum hatırlamıyorum ama orada şöyle bir cümle vardı. ‘’İnsan kırk yaşına kadar kitap yazar, kırk yaşından sonra da yazdığı kitabı okur.’’
Yazdığım kitabı okuma vakti çoktan gelmiş. Okudukça bazen gülüyorum, şimdi ki aklım olsa yapar mıydım diye!....
Ne çok olmazları oldurmaya çalışmışım. Ne çok birilerini kendi bildiğim doğru kalıplara sokmaya çalışmışım.
Elbette bunları hemen anlamıyorsun. Anlaman için önce biraz darbe yemen gerekiyor. Tek çözemediğim şey güveni önemi, yoksa sona mı koymam gerekiyor.
Hayatımıza her gün birileri dahil oluyor. İyisiyle, kötüsüyle!... Yaşamın bir gerçeği de bu değil mi? Hayatımız da kimlerin kalması ve gitmesi gerektiği de bu süreçte belli oluyor. Artık belki düzelir diye kimseyi ümit bağlayıp hayatımda tutmuyorum. Sanırım yazdığım kitaptan en güzel aldığım öğreti de bu olsa gerek.
Hala insanlara inanıyor ve seviyorum ama dozu aşmadan, çok beklentiye girmeden. Kimseyi düzeltmeye çalışmadan. Yaş aldıkça hayatında tutmak istediğin insan sayısı da oldukça azalıyor. Artık ben yeni kitabım da daha çok güzellikler ve mutlu anılar olsun istiyorum. Yeni kitap ta keşke en az iyi kilerimizin bol olması dileğimle.
Ne dersiniz hepimiz yeni bir kitap yaza bilir miyiz?
Serpil TEKİN