Bugün yine çokça sorulan sorular üzerine yazalım isteriz inşallah.. 

Bu sorular; duruma veya olaya göre şekil değiştirse de, genel iki başlıkta toplanabilir..


İslam dîni adına, kadın-erkek eşitliği nedir?
Ya da, neden eşit değildir? 

Ve bu sorular kadın okurlarımızdan geliyor.. 

Öncelikle net söylememiz gereken şeyi söyleyerek başlayalım...

Din konusu dışında da, kadın ve erkek eşit değildir olamaz! 

Durun, hemen "ne diyorsun yahu" demeyin! 

Güzel dînimizin kadına verdiği hakları incelersek, haftalarca yazarız ve erkeklerin isyan etmesi gerekir!


O yüzden kadınlar olarak; "eşit değildir" ifadesini hemen bir "eksiklik" olarak görmeden, yazıyı sonuna kadar okuyalım lütfen... 

Kadın ve erkek eşitliği nedir?
Hangi konularda bu eşitliği aramalıyız?
Ya da neden her konuda eşitlik iddiasındayız? 

Gelen sorulara İslam hukuku ve fıkıh açısından özelde cevapları vermeye çalışıyorum zaten..
Ancak bugün soru cevap değil de, genel olarak yazmak isterim.. 

Bir kere yaratılış itibâri ile kadın-erkek farklı yaratılmıştır!
Dolayısı ile, eşit değildir!


Erkekler; bedensel güç ve kuvvette, cesarette üstündürler! 

Bir kadın uçan bir sinekten, bir böcekten dahî korkabilir iken, erkek daha farklı mahlukatlara anlık müdahele edebilir.. 

Bizim gücümüzün yetmediği şeyleri onlar rahatça taşıyabilir.. 

Sarıp sarmalama, güven verme özellikleri ile; ihtiyacımız hep baba veya sonrasında eşe sığınma, sarılıp sarmalanma ihtiyacıdır....


Kadınlar ise; şefkatte, hassasiyette, vefa, sadakat, sabır, merhamet ve sûkunette daha üstündürler! 

*Bir erkek, bizim kadar hassas veya duygusal olamaz!
Hattâ erkekler "yaratılış olarak az" olan bu özelliklerinden dolayı, biz kadınlar tarafından çoğu zaman "duygusuz" etiketini alırlar! 

*Araştırmalarda aldatma yüzdesinde erkeğin üstte olmasıda,  yine kadınların sadakatte olan üstünlüğündendir! 

*Eşlerden birinin ağır hastalığa düşme durumunda, yine araştırmalar gösterir ki; vefa adına üstün olan kadındır! 

*Eşini kaybetmiş kadın veya erkekten hangisi daha çok fedâkarlık yapıyor sizce? 

*Çocuklar için daha sabırlı kimdir?
"Babası yarım saat dayanamıyor" ifadesini hemen her anne kullanır değil mi? 

*Bir olay karşısında öfkelenen, karşı tarafa güç gösteren bir ekeği yatıştıran kadın, sûkuneti ile üstündür!

*Merhamet konusunda da kadın üstündür!
Çünkü; çocuğa, yaşlıya, sokak hayvanlarına veya bir çiçeğe merhamet skalasında da kadınlar yine üst sırada! 

*Bir kadın erkeğe veya çocuğuna bakmak zorunda değil iken, erkek Kur'an emri ile bunu yapmakla yükümlü! 

Hattâ bir kadın çocuğunu emzirmek zorunda bile değil!
Bunun için kocasının gerekirse "süt anne" tutma (güncel hâli ile mamaları karşılama!) mecburiyeti vardır..
(Tabii ki bir sağlık sorunu olmaksızın, süt verebilecek iken ve özellikle "anne" vasfını taşıyan hiç bir kadın bunu talep etmeyecektir..) 

Ancak bu örnek kadının erkekten farkına ve bizim tâbirimizle "üstünlük" adına bir örnektir... 
En birincil vazîfesine dahî mecbur değil iken, baba karşılamaya mecburdur! 

*Çocuk sahibi olan çiftlerde; anne babadan 9 ay önce bunu hisseder, yaşar ve daha güçlü bir bağ kurar..
Bu da kadına bahşedilmiş bir üstünlük değil midir? 

Örnekleri kafamızda çoğaltabiliriz..
Yani; "Kadın erkek eşit değildir" 
Gerek kadının gerek erkeğin birbirinden üstün tarafları vardır! 

Ama baktığınızda, kadınlar adına bazen zor ve ağır gelen bu üstün özellikler, aslında varlık adına şart! 

Bir evde annenin merhameti, babanın kuvveti birlikte olur ise gerçek güç olur!
Güçlü aile olunur, çocuklar güven duygusu ile büyür değil mi? 

Aile çatısı altında, her iki tarafın üstün meziyetleri birleştirilir..
Ancak bu şekilde o ailenin ihtiyaçları tam olur ve huzur bulunur!
Üstünlük yarışı ile değil!


"Erkekler kadınlar üzerine yönetici ve koruyucudurlar. Çünkü bir kere Allah bazılarını diğerlerinden üstün kılmıştır! Bir de erkekler mallarından (kadınlarına) nafaka verirler. Onun için iyi kadınlar, itaatkardır. Allah onları (kocalarının himayesine vermekle) koruduğu gibi, onlar da gaybı (namuslarını ve kocalarının mallarını) korurlar." (Nisa Sûresi- 4/34) 

Artık çalışan ve kendi parasını kazanan bir çok kadın var değil mi?
Ama kadının kazandığından ev geçimini sağlama zorunluluğu yokken, erkeğin Kur'an'da ayet emri ile var! 

Buyrun; verdiğimiz ayet bu açıdan baktığımızda, "üstünlük" ya da güncel tabir ile "pozitif ayrımcılık" örneği değil midir?


"Îman edip iyi davranışlarda bulunanlara, içinden ırmaklar akan cennetler olduğunu müjdele! O cennetlerdeki bir meyveden kendilerine rızık olarak yedirildikçe: Bundan önce dünyada bize verilenlerdendir bu, derler...
Bu rızıklar onlara (bazı yönlerden dünyadakine) benzer olarak verilmiştir. Onlar için cennette tertemiz eşler de vardır!
Ve onlar orada ebedî kalıcılardır!" (Bakara Sûresi- 1/25) 

Bu ayeti dilimiz döndüğünce, tefsir boyutu ile açalım.... 

Ayette geçen eşler kelimesi, arapça "ezvâcün" olup, "çift" kelimesinin karşılığı olan "zevc" in çoğuludur.. 

Arapçada zevc kelimesi “çift, çiftin teki, eş, karı koca” anlamına gelmektedir. Kocadan ayırt edilmesi bakımından evli kadına zevce de  denir.. 

Bu dilbilgisi açıklamasının sebebi, bu ayetteki "eşler" ifadesini Rabbimiz sanki sadece erkeklere ithâfen kullanmış gibi okunması! 

Habuki; ayetin başındaki " Îman edip, iyi davranışlarda bulunanlar" ifadesinde bir cinsiyet ayrımı yoktur! 

Ve dolayısıyla kabul görmüş bir çok tefsir âlimi ayetteki; "onlar" ifadesi ile hem kadına, hem erkeğe hitap edildiğinden dolayı, çoğul olarak "eşler" kullanılmıştır der! 

Buyrun size dinde eşitlik! 

Yani; bazı tarikatlerde söylenen "erkeklerin cennette tertemiz eşleri olacak"  ifadesinin doğru açıklaması budur aslında…

“Onlar” diyor, “erkekler” demiyor ayette Rabbimiz!  O yüzden ezvacün (eşler) tabiri erkeklere özel değildir!

İlgililere duyrulur!


Konuya dönersek, belki diyeceksiniz ki; “hayâta bakan yönüyle, kadınların üstün dediğiniz özellikleri neden hep yorucu ve fedâkarlık gerektiriyor?”
“Bu haksızlık değil mi? ”

Verdiğimiz son ayete tekrar bakalım, orada cennete girebilme şartı ne?
"İyi davranışta bulunmak!" 

Peki; "bizi yoruyor" dediğimiz ve erkeklerden daha üstte yaşadığımız hassasiyetlerimize, genel bir tabir kullansak adı ne olurdu?
TEK VE NET CEVAP: İYİLİK! 

Unutmayalım kazananlar iyi olanlar olacak! 

Bu kadar iyiliğe götüren özelliği kadına bahşeden Rabbimiz katında, üstünlük yalnızca bunu yaşayabilenedir! 

E o zaman; erkeklere illâ bir "üstünlük hıncımız" varsa!, yorucu da olsa bu "pozitif" ayrılmış özelliklerimizi sonuna kadar kullansak kim neyi kazanır? 

Unutmayın ki; kadınların bir üstün özelliği de, daha detaycı ve ileriye yönelik düşünebilme özelliğidir! 

Hırslarımızla hem bu dünyayı, hem öteleri zindan etmeyelim kendimize... 

Toplumsal olarak bir çok konuda haklar elde etmek için savaşıp, kazandıklarımıza zaten sonuna kadar sahip çıkıyoruz.. 

Ama din anlamında da farkındalıkla, zaten verilmiş olan haklarımıza da, üstünlük yarışına girmeden sahip çıkalım!


Bu kadar şeyi kadınlar adına yazıp, erkeklerin sanki ahîreti kazanması çok zormuş gibi anlatmış da olmayalım.... 

Başta da yazdığım gibi;  kadın okurlarımızdan gelen sorular üzerine anlattığımızdan dolayı, konunun çoğunda onlar var... 

Yoksa kadın veya erkek farketmez!
Kul gözüyle bakar Rabbimiz! 

Her kim dünyevî sorumluluklarını, bahşedilen özelliklerle birlikte yerine getiriyorsa; her yaptığı iş, o işi yaparken her attığı adım, her aldığı nefes ibadet hükmündedir! 

Yani kadın veya erkek, yapmamız gereken işleri, sorumlulukları bilelim yeter... 

Erkek okurlarımızdan özürle, son olarak yine kadınlarımıza ithâfen diyelim ki; 

İlle de nefsimizi tatmin için üstün olmak istiyorsak buyrun bir “üstünlük” veya "pozitif ayrımcılık"  tanımı da Efendimiz'den (SAV)... 

"CENNET ANNELERİN AYAKLARI ALTINDADIR!"


                                    VESSELÂM....