Bir milletin çocukları artık sokakta değil, ekranda büyüyor. Parmakları toprağa değil, ekrana değiyor. Gözleri gökyüzüne değil, sanal gerçekliğe bakıyor. Geçmişte milletler silahla esir alınıyordu; bugün zihinler, ekranla ele geçiriliyor.
Sosyal medya, artık bir iletişim aracı olmaktan çıkmış; düşünceyi şekillendiren, ahlakı çarpıtan, hayatı çürütüp kimliği silen bir modern esaret alanına dönüşmüştür.
Bağımlılık Değil, Zihin İşgali
TikTok videoları arasında büyüyen bir çocuk, kitapla değil, kurguyla büyür. Instagram’da estetik filtrelerle hayata bakan bir genç, gerçeklikten uzaklaşır. Sosyal medya, artık “kişisel ifade” değil, küresel aklın pazarladığı bir kimlik tasarımıdır. Kim olduğunuzu siz değil, algoritmalar belirliyor.
Bu öyle bir işgaldir ki tankla değil, takiple geliyor; kurşunla değil, trendle vuruyor. Genç nesil, dijital evrende büyüyor ama millet olma şuuru, ekranın parıltısı arasında kayboluyor.
Aile Çöküyor, Toplum Eriyor, Devlet Susuyor
Evde herkesin elinde bir telefon; ama kimse kimseyle konuşmuyor. Aynı çatı altında yalnızlaşan bireyler, ekranın öteki ucundaki “sanal yakınlıklara” sarılıyor. Bu; sadece bireysel bir kayıp değil, toplumun çözülmesidir.
Ahlak, disiplin, sabır, paylaşma gibi değerler; kısa videolarda tüketilen anlamsız eğlencelere kurban ediliyor. Aile, ekranın gerisinde dağılmaya başlıyor. Devlet bu sessiz çığlığa ne kadar geç kalırsa, telafisi o kadar imkânsız olur.
Ne Yapmalı?
Bu mesele teknoloji karşıtlığı değil; kontrolsüz dijitalleşme karşıtlığıdır.
Millet olarak yapılması gerekenler nettir:
• Dijital okuryazarlık ilkokuldan itibaren zorunlu eğitim haline gelmeli,
• Sosyal medya şirketlerine milli filtreleme ve denetim mekanizması kurulmalı,
• 18 yaş altına sınırlı sosyal medya kullanımı getirilmeli,
• Ailelere dijital çocuk eğitimi konusunda rehberlik sağlanmalı,
• Yerli, ahlaki değerlerle uyumlu eğlence ve eğitim platformları geliştirilmelidir.
Çünkü bu bir teknoloji değil, medeniyet meselesidir. Kimliğimizi, benliğimizi, çocuklarımızı dijital dünyanın çıkarlarına teslim edersek, bir gün kendi insanımızı bize yabancı halde buluruz.
“Zihnini ekranla doyuran milletin, bir gün aklı aç kalır.”
N. KACAN
Necat KACAN
Eğitimci Araştırmacı Yazar