Hayat…
Bazen üzerimize üzerimize gelen dalgalar gibi, bazen suskun bir yalnızlık gibi çöker yüreğimize. Ne yapsak yetmez, ne desek anlaşılmaz, ne istesek eksik kalır gibi hissederiz. O anlarda dünya küçülür, biz büyürüz acılarla. Çaresizlik sarar dört bir yanımızı. Her kapı yüzümüze kapanmış gibi gelir. Hayat sanki bir çıkmaz sokak gibidir.
Ama değil.
Hayat, sandığımız kadar çıkmaz değil.
Ve biz, düşündüğümüz kadar çaresiz değiliz.
Aslında çözüm hep oradaydı… İçimizde.
Bir tebessümde, bir dua mırıldanışında, bir "olur elbet" deyişinde.
Sabırda saklıydı çözüm. Umutta, inançta, yeniden başlayabilme cesaretinde gizliydi.
Çünkü insan, en karanlık gecelerde bile yıldızlara bakmayı bilen bir varlıktır.
Ve ne olursa olsun, içinde bir ışık taşır. Sadece bazen o ışığı aramayı unutur.
Bir bakın kendinize...
En zor anlarınızda bile nasıl direndiğinizi, nasıl yeniden kalktığınızı, nasıl yaraları sardığınızı hatırlayın. O günlerden geldiniz buraya. O fırtınaları atlatarak vardınız bugüne. Demek ki güç sizdeymiş, umut sizdeymiş, çözüm hep içimizdeymiş.
Bazen bir dost sesiyle açılır düğümler. Bazen bir çocuğun masum bakışında buluruz cevapları. Bazen sadece susarak, bazen avuçlarımızı göğe açarak...
Unutma:
Hiçbir çıkmaz sonsuz değildir.
Ve hiçbir yük, omzumuza taşıyamayacağımızdan fazla bırakılmaz.
Bugün her şey zor geliyorsa, bu; pes etme zamanı değil, içindeki gücü hatırlama zamanıdır.
Yeniden başla. Yüreğini temizle, düşünceni sadeleştir.
Hayat seni yormaz, sen kendini yorduğunda yorulursun.
Çünkü hayatın çözümü, dışarda bir yerlerde değil…
Senin içinde, kalbinde, vicdanında, dualarında saklı.
O yüzden, ne olursa olsun;
İnan.
Diren.
Ve en önemlisi:
Kendini unutma.
Rafet Ulutürk