“Uzun yazarım çünkü vaktim yok; vaktim olunca düşüncelerim daha kısa olur.”
Ne derin bir itiraf değil mi? Çünkü bazen en uzun sözler, aslında en kısa hakikatleri gizler içinde. Ve bazen bir tek cümle, bir insanın ömrünü değiştirir:
“Görünene değil, ruhlara sevgi besle.”
Çünkü bedenler geçicidir. Şekiller silinir. Gençlik solar. Güzellik yok olur.
Ama ruh kalır. Ve ruhu sevmesini bilen, bir gün o ruhu tekrar bulur.
Sadece teni sevenin sevgisi toprakla birlikte yok olur.
Ama özü sevenin sevgisi, kabri bile aydınlatır.
Sevgin derinse, ölüm bile senden bir şey alamaz.
Ama sevgin sığsa, hayat sana hiçbir şey veremez.
O hâlde, ruhları sev!
Onları tanı. Onları sez. Onlara, iman gözünle sarıl.
Çünkü böyle bir sevgi, asla ölmez.
Her şey alındığında bile o kalır.
Ve unutma:
Bu dünya sana hiçbir şey borçlu değil.
Ne arkadaşların…
Ne ailendir…
Ne devlet…
Ne de Tanrı.
Her ne verdiyse hayat sana, lütufla verdi. Hak değil, hediyeydi.
Ve o zaman öğrenirsin şükrü.
Şükredenin yükü hafifler; şikâyet edenin hayatı ağırlaşır.
Geçmişi suçlayarak değiştiremezsin.
Geleceği endişelenerek şekillendiremezsin.
Ve böylece insanlar, iki hayalet arasında yaşamaya mahkûm olur:
Pişmanlık ve kaygı.
Ama şimdi, işte o büyük anahtardır.
Şimdi huzur bulursan, kalbinde iman yerleşir.
Ve huzurla yaşarsan, Allah’a yakın yaşarsın.
Bazen bir kez sevmek yeter.
Bir kez affetmek…
Bir kez inanmak…
Bir kez, “Elhamdülillah” diyebilmek…
Ve o “bir kez” ile her şey değişebilir.
Çünkü gerçek sevgi, zamanla ölçülmez.
Doğduğu an kalbe oturur.
Ve o sevgi, bir daha hiç gelmese de,
O bir kez sana bir ömür yön gösterir.
Bu yazı bir şiir değil.
Bir süs değil.
Bir umut ipi, bir dua fısıltısıdır.
Kalbi kırık olanlara bir meşale,
Yolunu şaşırmış olanlara bir yön,
Ve karanlıkta yürüyenlere bir ışık.
Çünkü bazen bir söz,
bir göz,
bir secde,
bir şükür,
bir dua —
Her şeyi değiştirir.
Çünkü bazen sadece bir kez bile yeter.