10144,88%1,47
40,05% 0,03
46,97% -0,04
4255,59% 0,13
6818,65% 0,10
Ve… Demokrasi meydanında bende varım diyen birisi daha…
Dünya ve ülkemizin gündeminde süreç hızla işliyor ve bir Cumhurbaşkanı adayı daha çıktı meydana…
Ahizenin öte ucundan dinledim…
O anlattıkça, ben dinledim sadece.
Anlattığı kelimelerin içerisinde doğru hem de gerçekten çok doğru olanları o kadar çoğunluktaydı ki; bir an için gerçek anlamda seçim ilanı yapılmış, karşımda resmi bir Cumhurbaşkanı aday adayıyla sohbet ediyorum zannına kapıldım diyebilirim…
İfadelerinde yer alan cümlelerin tamamına yakınında Gazi Paşadan bahsetmesi, onu rehber edindiğini ifade etmesi ve çıkmış olduğu bu yolda en azından tarafını ortaya koyması ülküsü, heyecanı, düşüncelerinin içerisinde yer alan ancak ne yazıktır ki gerçekleşmesinin mümkün olma durumunun çok zayıf olduğu çalışmalarını anlatış biçimi ve hararetli duruşu; bu kutlu makama bakış açısının sağlam olması açısından, bende saygı uyandırdı diyebilirim.
Her ne olur ise olsun, mesafeler kat edilirken heyecan ve kesinlikle rota şarttır…
Demokrasimizin kazancı olarak gelinen durum ve şartlar da, bir Cumhurbaşkanı adayımız daha oldu.
Mevcut durumda görevinin başında olan, Cumhurun Reisinin; görev süresi sonunda aday olamayacağını ve bu makama, görevi devralma veya bazı şeyler sorgulanarak yenden sil baştan başlatılması tasarımlarının olması durumu, elbette ki henüz yeni bir şey değil. Yeni bir şey olmadığı gibi bu ulvi makamın müstakbel aday adayı Murat Akbaş’ta kendi projelerinden birazını anlatmış olmasıyla da son olmayacaktır.
Süreç içerisinde yeni aday adayları, yeni proje sahipleri ve hatta ülkemiz demokrasi bahçesinde yer alan her bir siyasi oluşumun, kendi adayları da bu yolculukta yerini alacaktır.
Murat Akbaş bu aday adayların sadece birisi olmakla beraber başkalarının da çıkması elbette muhtemeldir.
Murat Başkan anlattıkça ben dinledim.
Dinledim çünkü ülkemizde yaşanan ve bilhassa pandemiden sonra cereyan eden gerçeklerden bahsediyordu.
Vatandaşın ekonomik gücünün tükendiğini, hemen her 3 fertten üçünün de borçlu ve ikisinin icra da dosyalık olduğunu, insanların alım gücünün her geçen gün tükendiğini ve tüm bunların ötesinde kamu alacaklarında ki afakî artışın ortaya koyduğu tezadın, halkın arasında ki umursamazlığından bahsediyordu.
İnsanların neredeyse tamamının kendi paralarını değil, başta bankalar olmak üzere hep başkalarının parasını hesapsızca harcadığını ve bu durumun bir gün mutlaka sıkıntı doğuracağının altını çiziyordu.
Kendi projelerinin büyük bir çoğunluğundan özetle bahsettiği zaman, mevcut iktidarın yürürlükte olan çalışmalarının farklı bir sürümü olarak algıladım diyebilirim.
Ama sonuçta halk için memleket için kafa yoran birilerinin olması, elbette güzel bir durumdu ve bizler de her ne olur ise olsun bunun adına halen daha demokrasi diyebiliyoruz değil mi?
Halk arasında bir deyim vardır.
Bir kızı “bin”ler ister ama “bir”i alır diye…
Umut elbette her zaman bedeni ayakta ve hayatta tutar ama umut beslerken başka bir deyim gibi oğlan evi tangır tungur ama kız evinde tık yok mantığı işlerse şayet, işte o zaman asıl atı alan Üsküdar’ı geçer değil mi?
Mevcut durumda şu an şafağın sökmesine henüz var. Ortalık, her ne kadar zifir karanlık olsa da; sabahın kime neyi getireceğini hiç kimse bilemez. Sabah ola hayrola demekten başka ne var ki?
Murat Başkan için de , ülkemiz için de tabii ki,
Hayırlısı diyelim.