Uygur Türklerinin Direnişi: Zulme Karşı Onurlu Bir Duruş

Çin Halk Cumhuriyeti’nin Doğu Türkistan’da Müslüman Uygur Türklerine yönelik sürdürdüğü sistematik zulüm ve soykırım politikalarına karşı, Uygur Türklerinin eli kolu büyük ölçüde bağlanmış durumdadır. Ancak umut, iman ve irade ile hâlâ atılabilecek önemli adımlar vardır. Bu adımlar hem bireysel hem de toplumsal düzeyde değerlendirilebilir:

Kimliğe Sımsıkı Sarılmak

 • Dil, din, kültür ve tarih bilinci canlı tutulmalıdır. Çin halk cumhuriyetinin asimilasyon politikalarına karşı en güçlü direniş, Uygur kimliğini yaşatmakla mümkündür.

 • Aile içinde ve çevrede Uygurca konuşmak, dini ve kültürel gelenekleri sürdürmek birer direniş biçimidir.

Dünyaya Sesini Duyurmak

 • Başta diasporadaki Uygurlar olmak üzere, özgürlük alanına sahip herkes zulmü belgeleyerek sosyal medya, basın ve uluslararası platformlarda bu gerçekleri anlatmalıdır.

 • Uluslararası medya, insan hakları kuruluşları ve devletlerle temas kurmak, baskının görünür olmasını sağlar.

Eğitime ve Bilgiye Sarılmak

 • Genç neslin bilinçli, eğitimli ve dünya meselelerine hâkim bireyler olarak yetişmesi, uzun vadede güçlü bir temsilin ve direnişin teminatıdır.

 • Dijital okuryazarlık, hukuki bilgi ve siyasi farkındalık artırılmalıdır.

Uluslararası Hukuki Mekanizmaları Kullanmak

 • Diasporadaki Uygurlar, Çin halk cumhuriyeti yönetimi hakkında Uluslararası Ceza Mahkemesi, Birleşmiş Milletler ve İnsan Hakları Mahkemeleri nezdinde hukuki süreçler başlatmalıdır.

 • Belgelenmiş tanıklıklar ve insan hakları raporları bu süreçte kritik öneme sahiptir.

Birlik ve Dayanışma İçinde Olmak

 • Uygur toplumu kendi içinde bölünmeden, birlikte hareket etmeli; ortak hedef ve stratejiler etrafında birleşmelidir.

 • Moğollar, Türkler, Tibetliler, Kazaklar, Kürtler, Filistinliler gibi diğer mazlum halklarla dayanışma ağları oluşturulabilir.

Müslüman Dünyaya Çağrı

 • Müslüman ülkelerin halklarına ve dini liderlerine çağrımızdır: Sessizlik zulme ortaktır. Her Müslüman, Kur’an-ı Kerim’in emrettiği şekilde mazluma sahip çıkmalıdır.

 • İslam İşbirliği Teşkilatı başta olmak üzere tüm İslamî yapılar bu konuda sorumluluk almalıdır.

Barışçıl Ama Kararlı Direniş

 • Şiddetten uzak, ahlaki üstünlüğü koruyan ve haklılık zemininde yürütülen her mücadele, zulmün görünür olmasını ve vicdanlarda yankı bulmasını sağlar.

Uygur özerk bölgesi uluslararası statüsünde Uygurlara erkin özgür hür hakkini versin, böylelikle dünya demokrasi yolunda ileri bir adım atmış olur .

Bu adımların hiçbirisi kolay değildir; özellikle de baskı altında yaşayan kardeşlerimiz için. Ancak unutulmamalıdır ki tarihte nice mazlum millet, sabır, azim ve birlik ile özgürlüğüne kavuşmuştur. Uygur Türklerinin haklı mücadelesi de bir gün mutlaka karşılık bulacaktır.

Biz Uygurlar olarak bu çağrıyı sadece kendimiz için değil, tüm insanlık vicdanı için yapıyoruz. Özellikle Müslümanlar ve Türkler için bu mesele sadece insani değil, aynı zamanda imanî ve millî bir sorumluluktur.

Biz kimseye “gelin bizim için Çin halk cumhuriyetine savaş açın” demiyoruz. Müslümanlar, Kur’an-ı Kerim’in emirlerine uygun bir şekilde, kardeşleri olan Uygur Türklerine karşı ne yapmaları gerekiyorsa onu yapsın, üzerlerine düşeni yerine getirsin yeter. Türk devletleri ve Türk halkı da, Türk töresine uygun bir duruş sergileyerek kardeşlerine sahip çıksın. Biz Uygurlar olarak çok bir şey istemiyoruz — sadece kardeşlerimize, dindaşlarımıza ve dünya insanlığına, “görevinizi unutmayın” diyoruz.

TÜRK, TÜRK’Ü KORURSA; TANRI, TÜRK’Ü KORUR VE KOLLAR.

 Erkin SABİT ŞAVUOT

(bilgisayar yüksek mühendisi,

Araştırmacı yazar).

Doğu Türkistan Cumhuriyeti Hükümeti Başbakanı 

Turan Konfederasyonu Genel Başkanı.

Ankara Meclisi Anadolu Birliği Gen. BŞK.YRD..

Uygur Federasyonu Genel Başkanı.

Dünya Barış elçileri Uzakdoğu direktörü.

Uluslararası basın yayın Konfederasyonu diplomasisi direktörü.

Uzakdoğu ticaret yatırım finans konseyi temsilcisi.

Turan Kızılelma Teşkilatı genel başkanı

Turan Devletleri Teşkilatı TDT Stratejik Araştırma Bşk.

İletişim;05357951111,05369820000

turangrup1111@gmail.com