9311,88%-2,19
38,85% -0,32
44,87% -0,99
4344,50% 1,44
6989,75% 1,74
Türkiye’de zorunlu trafik sigortası yenileme sürecinde sürücüler, sigorta şirketlerinin poliçe kesmekten kaçınması nedeniyle mağduriyet yaşıyor. 2024 ve 2025 yıllarında sektörde yaşanan büyük zararlar, sigorta şirketlerini trafik sigortası yapmaktan uzaklaştırırken, acenteler ve sürücüler zor durumda kalıyor. Tüketici Konfederasyonu Sigorta Komisyonu (TÜKONFED) Başkanı Turusan Bağcı, sorunun nedenlerini ve çözüm önerilerini değerlendirdi.
Sigorta sektörünün trafik sigortasındaki mali tablosu alarm veriyor. 2024 yılında sigorta şirketleri, trafik sigortalarında 34,7 milyar TL zarar etti. 2025’in ilk üç ayında ise bu zarar 15,4 milyar TL’ye ulaştı. Bu yüksek zararlar, sigorta şirketlerini trafik sigortası poliçesi düzenlemekten kaçınmaya itiyor. Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK), her ay hasar endeksine göre fiyat artışları belirlese de şirketler bu artışları yetersiz buluyor ve daha yüksek prim talebinde bulunuyor.
Trafik sigortasının zorunlu olmasına rağmen, şirketlerin poliçe düzenlemekten kaçınmasının temel nedeni ekonomik zararlar. Bağcı, “2025’in ilk çeyreğinde, 2024’ün neredeyse yarısı kadar zarar edilmesi sigorta şirketlerini kaosa sürükledi” dedi. Şirketlerin bu tutumu, acentelerle ilişkileri de gerginleştiriyor. Zorunlu trafik sigortasından kaçınmanın ciddi para cezaları ve hatta şirket kapanışına yol açabileceği belirtiliyor. SEDDK, hangi şirketlerin poliçe kesmediğini kolaylıkla tespit edebiliyor.
Sigorta acenteleri, şirketlerden teklif alamamaları nedeniyle müşterilerine hizmet sunmakta zorlanıyor. Bağcı, “Acentelerin ekranlarına teklifler gelmiyor, poliçe kesmek istediklerinde izin verilmiyor veya aynı fiyatı tekrar bulamıyorlar” ifadesini kullandı. Bu durum, piyasada sigortasız araç sayısının artmasına neden olabilir. Sigortasız araçlar, trafik kontrollerinde bağlanma veya ceza riskiyle karşı karşıya kalırken, kazalarda yüksek masraflar sürücüleri bekliyor.
Bazı sigorta şirketleri, trafik sigortası poliçesi düzenlemek için ek koşullar dayatıyor. Bağcı, “Bazıları ‘kasko ya da ferdi kaza sigortası yaparsan poliçeyi keserim’ diyor” diyerek bu uygulamanın sürücüleri tedirgin ettiğini belirtti. Zorunlu olan trafik sigortasının bu şekilde koşullara bağlanması hem sürücüleri hem de acenteleri mağdur ediyor.
Trafik sigortası yaptıramayan sürücüler, poliçe düzenlemeyen şirketlerden bu durumu belgeleyen bir yazı talep edebilir veya teklif verilmediğine dair kanıtları SEDDK’ya şikâyet olarak iletebilir. Ancak Bağcı, SEDDK’nın bu durumu zaten tespit edebildiğini vurguluyor. Sürücülerin, sigorta şirketleriyle uzlaşarak orta yol bulmaya çalışmaları öneriliyor. Bağcı, SEDDK’nın sigorta şirketleri ve acentelerle bir araya gelerek bu sorunu çözmesi gerektiğini ifade etti.
Trafik sigortasındaki kriz, sürücülerin yanı sıra acenteleri ve sigorta sektörünü de olumsuz etkiliyor. Şikayetlerin artmasıyla birlikte, SEDDK’nın daha etkin bir rol üstlenmesi bekleniyor. Bağcı, “SEDDK’nın bu kaosa son vermesi lazım, yoksa tüketiciler ciddi mağduriyetler yaşayabilir” uyarısında bulundu. Sorunun çözümü için fiyat düzenlemeleri, şirketlerin zararlarını azaltacak politikalar ve acentelerle iş birliği kritik önem taşıyor.
Sigortasız araçların artması, trafik güvenliğini tehdit ederken, kazalarda maddi ve manevi kayıpları artırabilir. Sürücülerin zorunlu trafik sigortasını yaptırabilmesi için sektördeki bu tıkanıklığın bir an önce aşılması gerekiyor. SEDDK’nın atacağı adımlar hem sürücülerin mağduriyetini gidermek hem de sigorta sektörünün sürdürülebilirliğini sağlamak açısından belirleyici olacak.