STK ve siyasi parti temsilcileri: Gazze'ye insani koridor çağrısında bulundular

ANFİAD öncülüğünde “Anadolu’dan Meclis’e, Meclis’ten Gazze’ye; Gazze’ye İnsani Koridor” temasıyla Meclis'e on binlerce vatandaş yürüyüş yaptı.

Anadolu'nun birçok kentinde gelen STK temsilcileri ve siyasi parti temsilcileri, İLKHA mikrofonu aracılığıyla Gazze'deki, soykırımın durdurulması ve insani koridorun açılması için çağrıda bulundular.

Anadolu'nun dört bir tarafından Gazze'de yaşanan soykırımı durdurmak adına insanlar bugün Ankara'ya geldiğini belirten HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin İmir, bugün Gazze'de yaşanan insanlık dramı ve soykırım, insanlık tarihinde benzerine rastlanılmamış bir vahşet olduğunu söyledi.

"Gazze'de yaşanan insanlık dramı ve soykırım, insanlık tarihinde benzerine rastlanılmamış bir vahşettir"

İmir, "Anadolu'nun dört bir tarafından Gazze'de yaşanan soykırımı durdurmak adına insanlar bugün Ankara'ya geldi. En güçlü bir şekilde taleplerini dile getirmek için yürüdüler. Bugün Gazze'de yaşanan insanlık dramı ve soykırım, insanlık tarihinde benzerine rastlanılmamış bir vahşettir. İnsanlar açlıktan dolayı ölümle yüz yüze. Her geçen gün, her saniyede insanlar, kadınlar, çocuklar, kundaktaki bebekler açlıktan dolayı ölüyorlar. Bugün artık sözün tükendiği bir noktadayız. Bugün Meclis'in önünde yetkililere sesleniyoruz. Bu açlığı durdurmak adına insani koridorun bir an önce açılması gerekir. Bu insani koridorun açılması için gereken bütün tedbirlerin alınarak bu ablukanın kırılması gerekir. Yine bununla birlikte siyonist işgal rejiminin 7 Ekim 2023'ten günümüze bölgedeki bütün İslam coğrafyasını tehdit eder bir noktaya gelmiş olması, başta Gazze olmak üzere; Suriye'de, Lübnan'da, Yemen'de, İran'da yapılan saldırıları bizlere bir kez daha göstermiştir ki işgal rejimi var olduğu sürece bölgedeki hiçbir ülke güvende olmayacaktır. Bu nedenle artık sözünün bittiği noktada bütün İslam coğrafyasındaki tüm yetkililerin artık harekete geçmesi gerekir. Başta Türkiye'deki yetkililere sesleniyoruz, soykırımı sona erdirebilecek ciddi adımların atılması gerekir. İşgal rejimi ile var olan bütün diplomatik ilişkilerin kesilmesi gerekir. Var olan ticaretin sona ermesi gerekir. Özellikle Bakü-Tiflis-Seyhan boru hattında bir damla petrolün siyonist işgal rejiminin gasp ettiği topraklara gitmemesi gerekir. Yine Kürecik'teki üssün an önce kapatılması gerekir. Meclis'e sunmuş olduğumuz çifte vatandaşlıkla ilgili yasa tasarısının bir an önce çıkması gerekir." diye konuştu.

"Gazze için bütün partiler harekette geçmeli"

Gazze'de 2 yıldır büyük bir soykırım ve katliamlar yaşandığına dikkat çeken HÜDA PAR İstanbul İl Başkanı Mehmet Eşin ise, "Malumunuz olduğu üzere Gazze'de 2 yıldır büyük bir soykırım ve katliamlar yaşanıyor. Bizler de Türkiye'nin farklı noktalarından insanlarımız ile birlikte Ankara'ya geldik. Sonuçta karar mercii Ankara'daki Büyük Millet Meclisi'ndedir. Sadece hükümet partisinin değil, Büyük Millet Meclisi'ndeki bütün partilerin harekete geçmesi, uluslararası hukuk ve yasalar Türkiye'ye bütün olanakları sunmaktadır. Türkiye ve diğer ülkeler istedikleri an Gazze'deki insani dramı sona erdirmek için müdahale etme yetkisine sahiptirler. Dolayısıyla buradan sesimizi duyurmak ve hükümeti, Meclis'i somut adım atmaya zorlamak amacıyla İstanbul'dan buraya geldik. Temennimiz; Türkiye Büyük Millet Meclis'i, hükümet, Cumhurbaşkanımız ve bütün İslam ülkeleri bu çağrıya kulak verir ve bir an önce laf, söz ya da çağrı yerine somut adımların atılmasını temenni ediyoruz." ifadesini kullandı.

"Bir an önce somut adımlar atılsın"

"İnsanlarımızın idarecilerimizden beklentisi Gazze'ye insani bir yardım koridorunun açılmasıdır." Diyen HÜDA PAR Ankara İl Başkanı Ahmet Karaarslan, şunları kaydetti:

"Bugün on binlerce vatandaşımız Türkiye'mizin neredeyse tüm illerinden Ankara'ya gelmiş durumda. Tabi bu insanların saatlerce yol gelmesinin nedeni Gazze'de 670 küsur gündür yaşanan katliam ve soykırım neticesinde. Ayrıca büyük bir açlıkla imtihan olan 2 milyona yakın Gazzeliye insani koridorun açılması içindir. Gazze'dekiler açlıkla imtihan edilirken, bizler de insanlığımızla imtihan edilmekteyiz. İnsanlığımızın gereği olarak Gazze'ye insani koridorun açılması anlamında çoluk çocuk demeden kadın yaşlı demeden insanlarımız Ankara'ya geldiler. Bu insanlar iktidara ve devletin idarecilerine seslenmek için geldiler. İnsanlarımızın idarecilerimizden beklentisi, Gazze'ye insani bir yardım koridorunun açılmasıdır. Yüzde 99'u Müslüman olan ülkemizin insanlarının iktidar sahiplerinden beklentisi bir an önce somut adımların atılmasıdır. Kınamalarla hiçbir yere varılamadığı aşikâr olmuştur. Artık kınamaktan vazgeçilmeli, gerekli tüm adımlar atılmalıdır. Bizler de HÜDA PAR olarak bu anlamda bu etkinliğe katkı sağlıyoruz. İktidara bütün vatandaşlarımız adına tekrardan sesleniyoruz, gereken tüm adımlar atılsın."

"Batı'nın tamamı bu katliamın içindedir"

Gazze'de bütün Müslümanlar ve bütün insanlığın gözleri önünde büyük katliamlar gerçekleştirildiğinin altını çizen İDEV Başkanı Muhammed Şakir, batının tamamının bu katliamın içinde olduğunu belirtti.

Muhammed Şakir, "Gazze'de bütün Müslümanlar ve bütün insanlığın gözleri önünde büyük katliamlar gerçekleştirilmektedir. Biz sadece israil diyoruz ama israil dışında da Amerika ve Batı'nın tamamı bu işin içindedir. Bunlar bir şekilde oradaki Müslümanları tamamen yok edebilmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Acı olan durum ise bütün Müslümanlar bu duruma şahit oluyor, görüyor ve bütün Müslümanlar bundan muzdariptir. Problem şudur ki özellikle Müslümanları idare edenler, Müslümanların başında olan yöneticiler, Müslüman halkların liderleri ve devlet başkanları, yöneticileri, başbakanlar, cumhurbaşkanları... Asıl harekete geçmesi gerekenler bunlardır. Onlar halklarının taleplerini dikkate almalıdırlar ve bir şekilde Gazze'de yaşananlara 'dur' demelidirler. Dünyanın dört bir yanında insanlar Gazze için bir şeyler yapmak için ellerinden geleni yapmakta. Sadece duyarsız kalanlar İslam ülkelerinin liderleri olduğunu söyleyenlerdir. Artık yeter! Bu liderler de artık harekete geçebilmeli. Eğer harekete geçemiyorlarsa, halkın önünden çekilmeli, onlara yol vermelidirler. Çünkü bu halk kararlıdır. Müslümanlar kararlıdır. Mutlaka Gazzeli kardeşlerine yardımcı olacaklardır." diye konuştu.

"Masum insanların, sivillerin katledilmesini tüm dünya izliyor"

DR. öğretim üyesi Kemal Sağlam ise, "7 Ekim'den beri Gazze'de büyük bir katliam yaşanıyor. İnsanların evlerini, çadırlarını, çocuklarını bombaladılar. Bebeklerin kafasını kopardılar. Şimdi de insanları aç bırakıp kurşuna diziyorlar. Büyük bir katliam yapıyorlar. İnsanlara açlıkla zulmediyorlar. İnsanlar orada açlıktan ölüyor. Fakat şu anda İslam ülkesi liderleri bu duruma ses çıkarmıyorlar. Ses çıkarmayı bırakın, ticaretlerine devam ediyorlar. Gereken adımları atmıyorlar ve Gazze'ye hiç kimse müdahale etmiyor. Masum insanların, sivillerin katledilmesini tüm dünya izliyor. Bu acıların artık durması gerekiyor. Tüm İslam ümmeti ayağa kalkmalı. İnsanlar devlet yetkililerini harekete geçirmek için protestolar yapmalı. Devlet yetkilileri de bu konuda gereken adımları atmalı. Böylece Gazze kurtuluşa ermeli." dedi.

"Neticeye varana kadar eylemlerimize devam edeceğiz"

Peygamber Sevdalıları Marmara Koordinatörü Ercan Vergili ise, şu açıklamalarda bulundu:

"israilin Filistin'de 2 yıla yakın bir süredir tüm dünyanın gözleri önünde uyguladığı bir vahşet ve soykırım söz konusudur. Bu vahşet ve soykırım bütün dünya milletlerinin gözleri önünde canlı olarak gerçekleştiriliyor. Bir halk topyekûn açlığa mahkum bırakılıyor. Bu da yetmezmiş gibi herhangi bir yardım ve desteğin de Gazze'ye girmesine müsaade edilmiyor. Biz dünya liderlerine ve özelde de kendi liderlerimize, Türkiye'deki liderlere, siyasi otoritelere seslenmek için bugün Ankara'da ANFİDAP'ın öncülüğünde toplandık. Bu soykırıma ve vahşete 'dur' demek için Gazze'ye bir insani koridor açılması sağlanmalı. Oradaki vahşete 'dur' deme adına bir inisiyatif oluşturulmalı. 'Neticede siyasi bir güçsünüz, bir devletsiniz ve bu konuda bir şeyler yapılmalı. Size düşen görevler var' diyoruz. Bunu onlara hatırlatmak ve harekete geçmelerini sağlamak için geldik. Biz de sivil toplum kuruluşları olarak bu konuda gerek siyasilerin harekete geçmesi gerekse de israilin yaptığı vahşete, zulme 'dur' demek için buradayız. Neticede bu zulme 'dur' demediğimiz zaman biz de bu zulme ortak olmuş oluruz. Hele hele onlara ticari anlamda destek sağlamak, ihtiyaçlarını karşılamak ve bunun yanında da herhangi bir yaptırım uygulamamak kesinlikle ve kesinlikle oradaki vahşete ortak olmaktır. Bizler sivil toplum kuruluşları olarak neticeye varmayana kadar bu programlarımıza, eylemlerimize devam edeceğiz."

"İslam ülkelerinin yöneticileri üzerlerine düşen sorumlulukları acilen yerine getirmelidirler"

"Bütün Müslümanları ve İslam ülkelerinin yöneticilerini Gazze için seslerini yükseltmeye çağırıyoruz." Diyen Özgür Kudüs Platformu Başkanı Süleyman Kızılçınar, şunları kaydetti:

"Yaklaşık 2 yıldır maalesef tarihte eşine az rastlanır bir katliama şahit oluyoruz. Gazze'de bir soykırım yaşanıyor. İsrail, bütün dünya emperyalizmin gücünü arkasına alarak orada bir avuç Müslümanı soykırıma tabi tutuyor. Biz Müslümanlar olarak 2 yıldır elimizden geldiği kadar bu duruma tepkimizi ortaya koyuyoruz. Meydanlara indik, sesimizi yükselttik ama geldiğimiz son noktada şunu gördük ki her ne kadar halk olarak meydanlara inmiş olsak da İslam ülkelerinin liderlerinin sorumluluk almamasından dolayı orada akan kan durdurulamıyor. Bundan dolayı da bugün burada sorumluluk alması gereken insanların sorumluluklarını kendilerine hatırlatmak üzere ANFİDAP öncülüğünde düzenlenen etkinliğe katılmak için buradayız. Özgür Kudüs Platformu olarak, bizler de bu etkinlik için halkımızı Ankara'ya çağırdık ve bugün burada Gazze'de yaşanan soykırıma tepkimizi dile getirmek üzere bir araya geldik. Bugün burada sizlerin aracılığınızla bütün Müslümanları ve İslam ülkelerinin yöneticilerini Gazze için seslerini yükseltmeye çağırıyoruz. Gazze'de yaşanan soykırım tarihte eşine az rastlanır şekilde boyutlara ulaştı. Gazze'de Kur'an-ı Kerim'de yer alan Ashab-ı Uhdud benzeri bir hadise yaşanmaktadır. Bundan dolayı da bütün Müslümanların iki kat daha fazla tepki ortaya koyması gerekiyor. Özellikle İslam ülkelerinin yöneticileri üzerlerine düşen sorumlulukları acilen yerine getirmelidirler." (İLKHA)