9311,88%-2,19
38,85% -0,32
44,87% -0,99
4344,50% 1,44
6989,75% 1,74
Oldu ise mübarek olsun!
Ayrılıktan yana çalan kaç şarkı varsa, hepsini bu akşam çal benim için…
Değil mi ki; alınan kararların gerekçesi gerçekten de önemlidir.
Ne için ve neden sorularının cevabı hep bu gerekçelerin arasında açıklandığı gibi meraklılarının da değişik çevrelerce meydana getirilebilecek bilgi kirliliklerinin içerisinde boğulması önlenmiş olur.
Özet bu kadar.
Açıklaması da bu kadar!
Tortum ilçemizin bir mahallesinin hem de nokta atışı yapılarak, Uzundere ilçemize bağlanması olayı aslında bir trajedinin ve komedinin aynı anda meydana gelmiş bir halidir.
Yani ağlanacak halimize gülmek gibi bir şey bu.
Neden Pehlivanlı ve neden Uzundere?
Diyelim ki bu yaptığınız veya aldığınız bu karar, mahallemizin hayrı içindi. Peki, o zaman Pehlivanlı’nın ötesinde bulunan diğer mahalleleri bu hayırlı işin içine neden almadınız? Onları neden Uzundere’ye bağlamadınız? Pehlivanlı Mahallesini kervanın başı konumunda gördüğümüzde ardında kalan diğer mahallelerin bu hayırdan mahrum edilmesinin sebebi ne ola, bizde merak ettik doğrusu…
Veya denilse ki;
Yok hayır! Bu çalışmanın hayırla veya şerle bir alakası bulunmamaktadır. O zaman bu nedir şimdi? Nereye yoralım varın siz söyleyin.
Muammer Başkanın yerinde olsam hazır fırsat ayağıma gelmişken, geçerim basının karşısına ve “ilçemle alakalı olarak yürütülen bu olumsuz olduğuna inandığım bu nedensiz çalışma karşısında görevimi bırakıyorum” der, işin içerisinden çıkarım.
Ne şişi yakarım o ateşte ne de kebabı…
Ki zaten olumlu olmasını düşünmek Muammer Başkanın tümden zararınadır.
İşte bu nedenledir ki; böylesi bir fırsat her zaman ele geçmez diye düşünür ve fırsat bu fırsat diyerek, gerçek anlamda da değerlendiririm.
Her zaman söyledik; bizim ilçelerimizin her birisinin farklı bir zenginliği ve farklı bir ekonomik birikimi, kültür birikimi vardır diye. İşte bu ilçeleri ilçe kadrajına sokanlar da bu tür mahallelerdir.
Ne yazıktır ki Pehlivanlı gibi bir mahallesini Uzundere sınırları içerisine uğurlayan (!) Tortum, çok büyük bir yara almıştır.
Pehlivanlı’nın Tortum’dan ayrılması demek; Tortum’un kan kaybetmesi, toprak kaybetmesi, seçmen kaybetmesi, nüfus kaybetmesi elinde bulunan bütün imkân ve zenginlikleri kaybetmesi demektir.
Tortum’un itibar kaybetmesi demektir.
Tortum’un yarın bir gün tümden parçalanması demektir.
Tıpkı Tortum Gölü hikâyesi gibi, tıpkı Tortum Şelalesi hikâyesi gibi…
Kaldı ki ayrılan mahalleden birkaç şahısla yapmış olduğum görüşmelerde bu duruma sevindiklerini ifade etmeleri ise madalyonun başka bir tarafı olarak karşımıza çıkmaktadır.
O tarafı daha fazla karıştırmadan derim ki, Muammer Başkan gel sen beni dinle ve ilk kez, o görevde iken ilk kez haklı olarak o koltuktan kalk…
Hem de birilerine haklı olarak sitemini bas bas bağıraraktan.
Ve ne yazık görünen o dur ki, çanlar Tortum için çalıyor.
Yazık ya;
Karara bak sen! Derenin başında, yolun girişinde bulunan mahalleyi ayırıp başka bir ilçeye bağlıyorsun ya, demezler mi ardında kalanların ne suçu var?
Pes doğrusu.
Kaybeden Tortum oldu, kazanan yine, yeniden ve bir kez daha Uzundere…
Bu basamakta öz olan kimdi, üvey olan kim?
Ve
Şimdi,
Sırada ne var? Gel de merak etme…
Gösterimde olan ve bir kez daha beyaz perdede sahnelenen ise alışkın olduğumuz klasik bir Erzurum sahnesi senaryosudur... Millet aş için, iş için, yatırım için, kalkınma için, teşvik için imza attırıyor; biz ise ayrılıktan yana zikrediyoruz hep şarkılarımızı.
Ne diyelim,
Oldu ise mübarek olsun!