10135,19%1,37
40,05% 0,03
46,91% -0,15
4237,88% -0,29
6797,97% -0,25
Alanında Uzman Askeri Stratejist Prof. Dr. Ali Poyraz Gürson’un konuşmacı olarak katıldığı programa
Selçuklu Düşünce Kulübü Başkanı Dr. Süleyman Pekin, Aydınlar Ocağı Başkanı Prof. Dr. Tahir Serkan Irmak, Aydınlar Ocağı’nın eski başkanlarından Ahsen Okyar, Ruhittin Sönmez, Halk Kürsüleri Başkanı Ramazan Sevinç, MAYŞODER Başkanı Yaşar Polat Başkan yardımcısı Şair Eyüp Cüce, Tüşsad Başkanı Dilek Dila Mert, Tokatlılar derneği başkanı Turan Şahin, Çukurovalılar derneği başkanı Erdoğan Davut, Yozgatlılar derneği başkanı Salih ATA, Hürriyetçi Eğitim Sen Kocaeli Üniversitesi temsilcisi Prof. Dr. Ali Talip Akpınar, Kocaeli Milli Kuruluşlar Birliği Başkanı Yücel Alpay Demir ve çok sayıda dinleyici katıldı.
Açılış Konuşmasını yapan Yücel Alpay Demir;
İran 40 milyondan fazla soydaşımızın yaşadığı Müslüman bir ülkedir. Dinimizde, Peygamberimiz de, Kıblemiz de Coğrafyamız da birdir, şu an İran Siyonizm ile haçlı zihniyeti ile Cihat halindedir. Sadece Büyük Türkiye devleti değil tüm Müslüman olduğunu iddia eden hiçbir ülke bu duruma duyarsız kalmamalıdır.
1967 yılında haddi bildirilmeyen İsrail, Amerika’nın da desteğini alarak son iki yılda Filistin ve Gazze’de sayıları yüzbinleri geçen masum kadın çoluk çocuk yaşlı genç demeden öldürerek katliamlar yapmış, yapmaya da devam etmektedir. Bu gün 7. Günü olan savaşı da arsız ve haksız bir itham ile İsrail başlatmış, İran ise meşru müdafaa hakkını kullanmıştır.
Mesele Amerika’nın elinde koz olarak kullandığı kimyasal silahlar, nükleer başlıklar ve teknolojik imkanlar ise, bu nükleer imkanlar kardeş ve dindaş ülkemiz Pakistan olmak üzere pek çok ülkede mevcuttur, her şey bir tarafa biz de teknolojik anlamda kara-hava ve deniz kuvvetleri anlamında kendi kendine yeten bir ülkeyiz. Bu kıyaslamayı Amerika’yı muhatap alarak yapıyorum, yoksa bizimle final yapmayı diline dolayan büyük İsrail projesi kapsamında Ortadoğu’yu Ortadoğuluların korkaklığı yüzünden kan gölüne çeviren İsrail bizim dengimiz hiç değil!
Ez cümle Libya’yı, Irak’ı, Lübnan’ı, Filistin’i ve son olarak da Suriye’yi BOP projesi kapsamında kaos içerisinde bırakan emperyalist ve Siyonist zihniyet, asıl hedef olan Türkiye’den bir önceki kale olan İran’ı gündemine almıştır. Dün Gazze’yi, Bağdat’ı, Şam’ı boşaltın diyen Siyonist zihniyet bu gün Tahran’ı boşaltın diyor, yani yarın birileri Ankara’yı boşaltın diyemeden gereğini yapmalıyız.
Er ya da geç olacak bir savaş öncesi her zamankinden daha fazla hazır olmalı, iç çekişmeleri, siyasi ve mezhepsel detayları rafa kaldırıp, Milli bir şuur ile İslam Dünyasının hamisi olan Atatürk Türkiye’sinin geçmişte yaptığı gibi tüm planları bozması gerekmektedir diyerek sözü Ev Sahibi Kocaeli Aydınlar Ocağı Başkanı Prof. Dr. Tahir Serkan Irmak’a verdi.
Kısa Bir süre önce Aydınlar Ocağı Başkanlığını devralan Prof. Dr. Irmak açılış konuşmasında Ortadoğu’daki İsrail – Arap çatışmasının 1947 yılındaki Birleşmiş Milletler kararı ile başladığını, ancak 1979 yılına kadar İsrail ve İran’ın müttefik iki ülke olduğunu, hatta İsrail’in İran’a tarım ve askeri alanda teknoloji desteği verdiğini belirtti. 1947 ile 1979 arasında soğuk savaşında etkisiyle batı yanlısı olan İran ve İsrail’in aralarında bir sorun yaşanmadığını ancak İsrail’in Sovyet etkisinde olan Mısır ve Suriye gibi ülkelerle çatışma halinde olduğunu hatırlattı. 1979 yılında İran’da yaşanan ve ülke yönetimini din esaslı yönetime geçiren devrim sonrasında durumun tamamen değiştiğini ve bölgede artık İran – İsrail temelli bir çatışmanın başladığını söyledi. Günümüz çok kutuplu dünyasında, bölgede etkin olmak isteyen ülke sayısının arttığını söyleyen Irmak, buna bağlı bölgedeki gerilimi etkileyen denklemdeki parametre sayısının arttığını ve bunun da çözümü zorlaştırdığını ifade etti ve sözü Prof. Dr. Ali Poyraz Gürson’a verdi.
Gürson konuşmasında Suriye’deki Al-Muhaberat, Hizbullah ve İran’daki molla rejimini, birlikte hareket ettikleri için üçü bir arada olarak tanımladı ve bu yapıların emperyalist yapıların maşalarını olduğunu belirtti. Bölgede var olan diğer terör örgütlerini de aynı kategoriye alan Gürson, İngiltere’nin yeni dünya düzeninde bölgede kendine alan açmaya çalıştığını ifade etti. İran’daki Fordo Nükleer tesisinin çok önemli olduğunu ve İsrail’in bu tesise istediği zararı veremediğini bu yüzden ABD’den destek istediğini, Trump’ın da bu isteği olumlu karşılama olasılığının olduğunu, ancak ABD’nin kazanamayacağı savaşa girmeyeceğini bu yüzden desteğin olması halinde, Fordo nükleer tesisine olası saldırının hemen sonrasında her iki tarafı da anlaşma masasına çağıracağını söyleyen Gürsoy, bunun dışında var olan ikinci olasılığın ise ABD’nin İsrail’e İran’a karşı taktik bir nükleer silah kullanma izninin verilmiş olabileceğini söyledi. Bunun İran’a destek veren güçlere, ki bunların Pakistan, Rusya ve Çin olabileceğini, bir mesaj olacağını ve o zaman bölgenin büyük bir cehenneme döneceğini söyledi. Gelinen noktada, hemen olmasa da İran’ın parçalanacağının görüldüğünü ve İsrail’in de benzer bir sonla karşılaşacağını söyleyerek konuşmasını tamamladı.
Söyleşi soru-cevap, ve plaket verilmesinin ardından toplu fotoğraf çekimi ile sona erdi.