İnsanlık tarihi, zulmün ve adaletin savaşını hep kayda almıştır. Ancak bu savaşın en karanlık sayfalarından biri, Benî İsrail kavminin tarihidir. Bu kavim, Allah’ın (c.c.) içlerinden seçtiği peygamberleri dahi reddetmiş, onların birçoğunu katletmiş ve bu nedenle ilahi lanete uğramıştır. Kur’ân-ı Kerîm’in birçok ayetinde bu durum açıkça beyan edilmiştir. Zira Benî İsrail, sadece hakikate değil, hakikatin taşıyıcısı olan nebilere de düşmanlık eden bir topluluk olarak kayda geçmiştir.

Kur’an’ın Haberi, Perez’in Kibrine Karşı

1986 yılında bir gazeteci, dönemin İsrail Dışişleri Bakanı Şimon Perez’e şu soruyu sormuştur:
“Kur’ân-ı Kerîm sizin devletinizin yıkılacağından bahsediyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?”
Perez, kibir dolu bir gülümsemeyle şu cevabı vermiştir:

“Kur’ân’ın bahsettiği Müslümanlar gelsin, o zaman düşünürüz.”

Bu söz, aslında bir inkârın ve tehdidin ifadesidir. Ancak Perez’in küçümsediği o Müslümanlar bugün uyanıyor, akın akın İslam’a yöneliyor ve adaletin temellerini yeniden atıyor. Çünkü bu çağ artık hakikatin yükseliş çağdır.

Madlen Gemisi: Vicdanın Sessizliğe Kurban Edildiği Gün

Bugün İsrail’in Filistin halkına karşı sürdürdüğü sistematik soykırımın en çarpıcı örneklerinden biri de Madlen Gemisi’ne yapılan saldırıdır. Bu gemi, içinde sadece insani yardım değil; adalet, merhamet ve umut taşımaktaydı. Ama uluslararası sularda, hiçbir hukuki meşruiyeti olmaksızın saldırıya uğradı. Madlen, sadece bir gemi değildi; insanlığın son vicdan sınavıydı.

Bu saldırı, bir savaş suçu olduğu kadar, İsrail’in gerçek yüzünü dünya kamuoyuna gösteren bir belgedir. Ancak bu suç cezasız kalmayacaktır. Zira bugün artık o bahsedilen Müslümanlar geliyor. USSAM Mahkemeleri, Türkiye merkezli olarak kurulmakta ve Binyamin Netanyahu gibi katil liderler, bu mahkemelerde yargılanacaktır.

Zulümle Yola Çıkanlar, O Yolda Helak Olur

Benî İsrail’in bu inkârcı ve zalim çizgisi, yalnızca Filistin halkına değil, insanlığın tamamına yönelmiş bir tehdittir. Bu tehdit artık sona ermek zorundadır. Çünkü bir kavmin üzerine Allah (c.c.), defalarca azap vadetmişse, o vaat hakikate dönüşür. İsrail’in kurduğu devlet, zulüm temelleri üzerine bina edilmiştir ve her zalim yapı gibi çökmeye mahkûmdur.

Bugün artık o Müslümanlar geldi:

Madlen Gemisi ile yola çıkanlardır onlar.
Filistinli çocuklar için canını ortaya koyanlardır.
Adaleti bir dava değil, bir yaşam biçimi haline getirenlerdir.

Ve bugün o Müslümanlar artık sadece dua eden değil; adalet tesis eden, hesap soran, tarihe yön veren bir ümmettir. Zalim Netanyahu, bil ki bu ümmet susturulamayacak.

Son Söz: Mevla Neylerse Güzel Eyler

Bu davanın sahibi ne uluslararası toplumdur ne de beşerî hukuk sistemleri. Bu davanın sahibi Allah’tır. Mevla neylerse güzel eyler. Bugün mazlum ağlarken gülenler, yarın mahşer gününde hesabın en çetinine muhatap olacaklardır.

Madlen Gemisi durdurulmuş olabilir. Ama taşıdığı emanet, adaletin sarsılmaz omuzlarında yükselmeye devam ediyor.

İnsanlığın sesi Madleen Gemisi

Artık demir almak günü gelmişse zamandan
Gazzeye giden bir gemi kalkar itayyadan

Bütün insanlık yolcusu gibi gönüllerde alır yol;
Sallanır bayraklar alkış tutar Gazze’de toprağa düşen, onbinlerce bebekten ayrılmış kol.

Rıhtımda kalanlar bu seyahatten mutlu,
Günlerce ufka bakanlar insanlık için umutlu,

Biçare gönüllere! Ne giden son gemidir bu!
Umulur insanlığın son matemidir bu.

Gazze’de sevilmiş ve sevilen bebekler bekler;
Bilmezler ki gidenler sevgililerdir onlar asla ölmeyecekler.

Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden,
Birçok asırlar geçsede; kim dönmek isterki insanlığın kalbine giden seferinden.

Salih Kurt
KASSAK-USSAM Komisyonları Başkanı
11.06.2025