Bugün, 19 Nisan 2025 Cumartesi
  • BIST 100

    9317,24%-0,84
  • DOLAR

    37,95% 0,34
  • EURO

    43,14% 0,15
  • GRAM ALTIN

    4074,57% 0,31
  • Ç. ALTIN

    6621,05% 0,78

Filistin direnişinin sembolü ve manevi babası Şeyh Ahmed Yasin

Tarihi boyunca Filistin halkının direnişinin en önemli sembollerinden biri ve manevi babası olarak kabul edilen kuruci lider Şeyh Ahmed Yasin, şehadetinin 21'inci yıldönümünde rahmet ve minnetle yâd ediliyor.

DÜNYA 22.03.2025 16:06:52 0
Filistin direnişinin sembolü ve manevi babası Şeyh Ahmed Yasin

Şeyh Yasin’in adı  22 Mart 2004’ün erken saatlerinde siyonist işgal kuvvetlerin tarafından suikasta uğramasına kadar 1960’lı yıllardan itibaren direniş ve direnişi teşvik etme fikriyle özdeşleşti.

Tüm tutumları ve düşüncelerinde bu çizgiyi benimseyerek, işgale karşı direniş fikrinin "manevi lideri" haline geldi. Bu durum, örgütünün 1980'li yılların başlarında sahada fiilen direniş göstermesinden bile önce geçerliydi.

Felçli olmasına rağmen Filistin davasının yükünü omuzlayan ve işgalci siyonistlerin korkulu rüyası olan Filistin İslâmi Direniş Hareketi'nin (HAMAS) kurucusu ve manevi lideri Şeyh Ahmed Yasin'in şehid edilmesinin üzerinden 21 yıl geçti.

Filistin'in Askalan şehrinin el-Cevra köyünde 1937 yılında dünyaya gelen Şeyh Yasin, 3 yaşındayken babasını kaybetti. Babasının vefatından sonra annesinin ve kardeşlerinin himayesinde büyüdü.

1948 yılında siyonistlerin Filistin'in büyük bir bölümünü işgal etmesi üzerine ailesi Gazze şehrine göç eden Şeyh Yasin, 1952 yılında Gazze'de İmam Şafii Okulu'nda ilköğrenimini tamamladı. 1952 yazında bir yüzme etkinliği esnasında kafasının üstüne düştü ve boyun kemiği kırıldı. Bu yüzden vücudu felç oldu.

Er-Rihal Ortaokulu'nda ortaöğrenimini, 1958 yılında Filistin Lisesinde ise lise eğitimini tamamlayan Ahmed Yasin, liseyi bitirdikten sonra bazı ilim adamlarından özel dersler aldı. Bunun yanı sıra kendi özel çalışmalarıyla da kendini çok iyi yetiştirdi. Bir dönem El Ezher'de de eğitim gördü. Çevresinde zeki ve kültürlü biri olarak tanındı. Özel öğrenimini tamamladıktan sonra öğretmen olarak görev aldı.

Filistin'in tamamının 1967'de siyonistler tarafından işgal edilmesinin ardından Şeyh Ahmed Yasin'in, halkı bilinçlendirmede önemli rolü oldu. Gazze'de İslâm Merkezi'ni kurmasından sonra iyice tanındı ve Filistin'in her tarafında adı duyulmaya başlandı. Bu durum, işgal rejimini son derece rahatsız etti. Bu yüzden onu defalarca sözde polis merkezine çağırdılar.

Zindan ve direniş

Şeyh Ahmed Yasin ve beraberindeki birçok kişi, 1984 yılında haklarında yürütülen soruşturmalar kapsamında "israil devletini yıkmak yerine İslam devleti kurmak" gerekçesiyle siyonist mahkemelerince 13 yıl hapse mahkûm edildi. Ancak on bir ay sonra Filistinlilerle işgalciler arasında yapılan esir değişiminde serbest bırakıldı.

Ahmed Yasin 1987 yılında Filistin'de İslami sahada çalışan ve Mısır'da eğitim aldığı sırada Müslüman Kardeşler Cemaati'nin düşüncelerini benimseyen Abdulaziz Rantisi ve birkaç liderle birlikte, Filistin'i kurtarmak ve işgalcilerle savaşmak amacıyla Gazze'de İslami bir direniş hareketinin kurulmasına karar verdi. Kurdukları bu oluşuma HAMAS, yani "Hareket'ul Mukavemet'il İslamiyye/İslami Direniş Hareketi" ismini verdiler.

Siyonist işgal rejimi, 18 Mayıs 1989 tarihinde Ahmed Yasin'i yeniden zindana attı. Onunla birlikte HAMAS mensubu pek çok kimseyi de alıkoydu. Bu girişim, 1987'de başlayıp dünya çapında adını duyuran Filistin İntifadası'nı durdurmayı amaçlıyordu. Ancak işgal rejimi, umduğunu bulamadı ve bu durum, olayları daha da şiddetlendirdi.

Uzun oyalamalardan sonra 3 Ocak 1990 tarihinde sözde mahkeme önüne çıkarıldı. Mahkemeye çıkarılan Şeyh Yasin, 15 ayrı suçlamadan yargılandı. Şeyh Yasin, mahkeme heyetine, "Bu mahkeme kanuni olarak beni yargılama hak ve yetkisine sahip değildir. Çünkü bu mahkeme işgalciler tarafından kurulmuştur. Dolayısıyla tamamen gayri meşru ve kanundışıdır." diyerek onurlu bir duruş sergiledi.

16 Eylül 1991 tarihinde askeri mahkemelerden biri onu 15 yıl hapse ek olarak müebbet hapse mahkûm etti. Kendisine yapılan suçlamalar arasında, siyonist askerleri kaçırma ve öldürmeye teşvik ve tahrik, HAMAS ile bu hareketin güvenlik ve askeri kanatlarını oluşturma da vardı.

HAMAS'ın askeri kanadı İzzeddin el Kassam Tugayları, Ahmet Yasin ile diğer tutukluları serbest bıraktırma girişiminde bulundu. Bunun için 13 Aralık 1992 tarihinde Kudüs yakınlarında bir siyonist asker kaçırıldı. Bu askerin serbest kalması karşılığında işgal zindanlarında esir olanların serbest bırakılmasını talep ettiler. Siyonist rejim bu teklifi reddetti ve askerin tutuklu bulunduğu yere baskın düzenledi. Baskın sırasında kaçırılan askerle saldırıyı yapan işgal ordusu birliğinin komutanı öldü.

"İşgal rejimini muhatap kabul etmiyorum"

Siyonist hakimler tarafından Şeyh Yasin'e müebbet hapis cezası verildi. Daha sonra işgalciler, Ahmet Yasin'i serbest bırakılmasına karşılık özerklik anlaşmalarını kabullenmesini şart koştu. Bunun üzerine Şeyh Yasin "Bana dışarı çıktığımda karpuz yemememi şart koşsanız bile yine kabul etmem. Çünkü ben işgal rejimini muhatap kabul etmiyorum ki onun şartını kabul edeyim." cevabını verdi.

Şeyh Ahmed Yasin, 8 yıl süren zindan hayatı boyunca kararlılığından hiçbir taviz vermedi ve siyonist rejimi muhatap kabul etmeme konusundaki tutumunu değiştirmedi.

Direniş düşüncesi

Şeyh Yasin, 1960'lı yıllardan itibaren direniş kültürünü sözlü ve fiili olarak yaymada büyük bir rol oynadı ve sürekli olarak ona teşvik etti. Engelli olmasına rağmen gençleri işgale karşı direnişe teşvik etmek için sürekli çağrılarda bulundu, onları hem maddi hem de manevi olarak destekledi.

Şehit Şeyh Yasin, 40 yılı aşkın süre boyunca İslami hareketin liderliğini yürütmesinin yanı sıra, direniş düşüncesini ve kültürünü örgütsel bir yapıdan önce halk arasında yaymaya çalıştı. Kendi örgütü dışında da Filistinli silahlı grupları para ve silahla destekledi, onları güçlendirmeye özen göstererek işgalcinin onlardan korkmasını sağladı.

Ayrıca, geçirdiği sayısız esaret, takip ve suikast girişimlerine rağmen; hastalıkları, zayıf bedeni ve tam felçli olması Ahmed Yasin’i Filistin, Arap dünyası ve İslam dünyasında ilham verici bir sembol haline getirdi. Onun mücadelesi, Filistinli gençler üzerinde derin bir etki bıraktı.

HAMAS’ın, birinci ve ikinci intifadalar sırasında silahlı direnişte ön plana çıkması ve direniş yöntemlerini sürekli geliştirmesi, işgalci rejimi büyük ölçüde tehdit etti. Bu nedenle işgal, hareketi ortadan kaldırmak için öncelikle kurucusu Şeyh Ahmed Yasin’i hedef aldı.

Şeyh Ahmed Yasin'e suikast girişimleri

Siyonist rejim 15 Aralık 2001'de başlattığı geniş çaplı bir saldırı hareketiyle, özellikle HAMAS üzerinde etkili olmaya çalışırken, bu saldırı esnasında Şeyh Ahmet Yasin'in içinde bulunduğu cami, işgal ordusunun füzelerine hedef oldu fakat Ahmed Yasin bu saldırıdan da yara almadan kurtuldu.

2003 Eylül'ünde HAMAS liderlerinin toplantı yaptığı bir yeri işgalciler bombaladı ve Şeyh Yasin, bu bombardımandan elinden hafif bir yara alarak kurtuldu.

İşgalciler bir defasında, bir tanıdığının ziyaretinde bulunduğu sırada gittiği evi tespit ederek F-16 tipi uçaklardan füzeler fırlattı. O saldırıda yardımcısı İsmail Heniyye'yle birlikte ziyaret ettiği apartman katı yıkılmasına rağmen Şeyh Yasin ve Heniyye mucizevî bir şekilde kurtuldu.

Suikast kararı

İşgal yönetimi, Şeyh Yasin’i birçok silahlı saldırının planlayıcısı olduğu ve fedai eylemcileri gönderdiği iddiasıyla öldürme kararı aldı. İşgalin propaganda mekanizması, bu suikastı haklı göstermek için yoğun bir çaba harcadı. Nihayetinde, dönemin siyonist Başbakanı Ariel Şaron’un yönetiminde bu suikast gerçekleşti.

Şeyh Yasin’in katledildiği dönemde, Şaron Gazze’deki yerleşim birimlerini tahliye etmeyi ve bölgeden çekilmeyi planlıyordu. Ancak, işgalin direniş nedeniyle geri çekildiği algısını yıkmak için bu suikastı düzenleyerek, işgali bir “zafer” gibi göstermeye çalıştı.

Siyonist askeri yetkililer, Şeyh Yasin’in suikastını bir “kahramanlık” eylemi gibi sundular. İşgal ordusunun "herhangi bir Filistinliye ulaşabilecek güce sahip olduğu" algısını içeren askeri açıklamalar, suikastı “dramatik bir oylama, kaçırılmış bir fırsat, gergin bir bekleyiş” gibi sinematik ifadelerle tanımladı.

Ancak gerçek şu ki, hedef alınan kişi ne bir sığınakta saklanan bir direnişçi ne de bir savaşçıydı. O, neredeyse tamamen kör, üçte ikilik işitme kaybı olan, birçok hastalıkla mücadele eden, hareket kabiliyeti yalnızca tekerlekli sandalyesiyle evinden camiye gitmekle sınırlı olan yaşlı bir adamdı.

"Allah yolunda şehitlik en yüce arzumuzdur"

Şeyh Ahmed Yasin, Müslüman Kardeşler'in terbiyesiyle yetişmiş bir önderdi. Bu cemaatin eğitim sisteminde tüm müntesiplere ezberletilen ve özümsetilen temel ilkelerden biri de "Allah yolunda şehit olmak en yüce arzumuzdur" ilkesidir.

Şeyh Ahmed Yasin, herkesin bildiği gibi tekerlekli sandalyeye mahkûm, felçli bir insandı. Ama işgalci siyonistler onun bu haline rağmen iman gücü ve kararlılığı ile direnişçileri sürekli cesaretlendirdiğini görüyor, bu yüzden varlığına tahammül edemiyorlardı. Dolayısıyla onu tasfiye etmek için birçok kez plan yaptılar. Bazılarında başarılı olamadılar, bazılarında da doğacak sonuçtan korktukları için çekingen davrandılar.

Ahmed Yasin, 22 Mart 2004 tarihinde tekerlekli sandalyesiyle sabah namazını kıldığı camiden çıkarken siyonist rejim hava kuvvetlerine bağlı apaçi helikopterler tarafından atılan füzelerle şehit oldu.

Şeyh, şehit edilerek cihad ve direnişle dolu hayatını noktaladı. Böylece, Filistin halkının mücadelesini canlandıran bir yol çizdi ve "Hayat direniştir" ilkesini kökleştirdi.

Ümmetin suskunluğundan şikayeti!

Çok arzuladığı şehadet mertebesine ulaşan Şeyh Ahmed Yasin ümmetin suskunluğunu şu ifadelerle Allah'a şikâyet etmişti:

"Allah'ım! Ümmetin suskunluğunu sana şikâyet ediyorum!

Ben ki kocamış bir yaşlıyım. Kurumuş iki elim ne kalem tutuyor ne de silah!

Sesimle yeri inletecek güçte bir hatip de değilim!

Ben ki saçları ağarmış, ömrümün son demlerinde, türlü hastalıkların yıktığı ve üzerinde zamanın belâlarının estiği biriyim!

Tek isteğim, benim gibi Müslümanların zaaf ve aczinden müteessir olanların yazmasıdır!

Siz ey Müslümanlar! Suskun ve aciz, helâk olmuş ölüler!

Hâlâ kalpleriniz sızlamıyor mu, başımıza gelen bu acı felâketler karşısında?

Bir halk yok mu? Hiç mi kimse yok, Allah için ve ümmetin namusu için kızacak?

Şerefli direnişçilerken, bizleri katil teröristler olarak ilan edenlere karşı duracak!

Bu ümmet utanmaz mı, şerefi çiğnenirken?

Siyonist katilleri ve uluslararası işbirlikçilerini görmezden gelirken!

Omuzlarımıza el verecek ve gözyaşlarımızı silecek bir bakış...!

Bu ümmetin kurumları, sivil güçleri, partileri, teşkilâtları ve bariz şahsiyetleri, Allah için kızmaz mı?

Tümü birden sokaklara dökülüp, bizim için dua etmeye; Ey Rabbimiz! Gücümüzü topla, zaafımızı gider ve mü'min kullarına yardım et!" diye çağıramaz mı? Buna da mı gücünüz yetmiyor?

Yakında bizim büyük ölümlerimizi duyacaksınız, o zaman alınlarımızda şu yazılacak:

Bizler direndik! İleri atıldık ve kaçmadık!

Ve bizimle birlikte çocuklarımız, kadınlarımız, yaşlılarımız ve gençlerimiz ölecek! Onları, bu suspus ve bön ümmete yakıt yapacağız!

Bizden, teslim olmamızı ve beyaz bayrak dikmemizi beklemeyin! Çünkü biz, bunu yapsak da öleceğimizi biliyoruz.

Bırakın savaşçı onuruyla ölelim!

Dilerseniz bizimle olun, elinizden geldiğince, öcümüzü sizden her biri boynuna taksın!

Dilerseniz bize acıyarak ölümümüzü izleyin!

Temennimiz, Allah'ın, emaneti savsaklayan herkesten kısas almasıdır!

Umarız bizim aleyhimize olmazsınız! Allah aşkına, bari aleyhimize olmayın!

Ey ümmetin liderleri, ey ümmetin halkları!

Allah'ım! Sana şikâyette bulunuyorum… Sana şikâyette bulunuyorum… Gücümün azlığını, imkânımın yetersizliğini ve insanlara karşı zaafımı Sana şikâyet ediyorum.

Sen mustazafların Rabbisin… Sen bizim Rabbimizsin… Bizi kime bırakıyorsun? Bize cehennem olacak uzaklara mı? Veya düşmana mı?

Allah'ım! Akıtılan kanlar, dokunulan ırzlar, çiğnenen hürmetler, yetim bırakılan çocuklar, oğlunu yitirmiş anneler, dul kalmış kadınlar, yıkılmış evler ve ifsad edilmiş ekinler aşkına Sana şikâyette bulunuyorum.

Sana şikâyette bulunuyorum! Gücümüz dağıldı… Birliğimiz bozuldu… Yollarımız ayrıldı…

Halkımızın zaafını ve ümmetimizin bize yardım edip, düşmanı yenmedeki aczini Sana şikâyet ediyoruz…" (İLKHA)

Emek, Dijitalleşme ve Sosyal Adalet Uluslararası Kongresi Ankara’da gerçekleştirildi

Besni’de feci kaza: Hafriyat kamyonu devrildi, 30 yaşındaki Murat Sağdıç olay yerinde yaşamını yitirdi - Videolu Haber

Zeydan Karalar'dan 'hükümet'e çağrı

ASKİ'nin dijital atılımı su tasarrufu sağladı

Bursa’da 2 bin kişiye uygulamalı trafik eğitimi verildi

Bağlar esnafı lokum ikramında bulunarak halkı Mevlid programına davet etti

Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Nüfus krizi, savaştan daha büyük bir tehdit'

Çinlilerden Trabzon'a yoğun ilgi

Bursa Tiyatro Festivali’ne görkemli final

Bursa'da kamusal binaların daha verimli kullanılması için ortak çalışma

Gaziantep'te suç örgütlerine operasyon: 7 tutuklama

Anahtar Parti Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu: 'Siyaset milletten koptu, biz çözüm için buradayız'

Türkiye için nüfus alarmı: 'Doğurganlık hızı alarm seviyesinde'

Hatay'da Siyer Yarışması'nda dereceye giren öğrenciler ödüllendirildi

HÜDA PAR Milletvekili Dinç: Çiftçi çökerse, memleket çöker

Malatya'da kayısı bahçeleri felaketi yaşıyor: Don vurdu, emekler zayi oldu

Başkan Tutdere: 'Nefes alabileceğimiz alanların sayısını artırıyoruz' - Videolu Haber

Adıyaman Belediyesi’nden yaz seferberliği: Çöp konteynerleri özel solüsyonlarla dezenfekte ediliyor - Videolu Haber

İzmir Narlıdere'de 23 Nisan'da şenlik var

Huzurlarınızda Kızılay Nova

Siyonist rejim Gazze’de katliama devam ediyor: Şehit sayısı 51 bini aştı

Diyarbakır esnafı Muhammedi sevdaya doymuyor

Bakan Uraloğlu: Siirt-Kurtalan yolu ile yıllık 206 milyon lira tasarruf sağlanacak

İzmir Efes Selçuk'tan istihdama katkı

HÜDA PAR Milletvekili Dinç’ten Mersin’de yoğun ziyaret trafiği

Şanlıurfa’da 1 PKK/KCK mensubu teslim oldu

Şanlıurfa’da kaybolan çocuğun cansız bedeni sulama kanalında bulundu

Bakan Yumaklı, zirai dondan etkilenen ürünleri açıkladı

23 Nisan'da moda kruvaziyer tatili

Bakan Fidan Cezayir'e gidiyor: Enerji, savunma ve Gazze gündemde

Yükleniyor

Haberi Sesli Oku

Olur’lulara Başkan Ergün’den müjde…

Vali Mustafa Çiftçi 'nin Turizm Haftası Mesajı

ERZURUM AĞIRBAKIM VE  ÜLKEMİZDEKİ ASKERİ FABRİKALAR...

MİLLİ EĞİTİM BAKANIMIZ PROF.DR. YUSUF TEKİN YALNIZ DEĞİLDİR

Erzurum'da bir polis mesai arkadaşını kazara yaraladı

YAKUTİYE SPOR TÜRKİYE ŞAMPİYONASI İÇİN YOLA ÇIKTI..

Hayatı Paylaşmak İçin Engel Yok…

SAVUNMA SANAYİ VE ERZURUM AĞIRBAKIM...

Sağ olanlara sahip çıkmak aklımızın ucundan dahi geçmez değil mi?

ERZURUM B.B. U-17 YAŞ GRUBUNDA 2' İNCİ HAFTA MÜSABAKALARI TAMAMLANDI...

İnegöl’de okul bahçelerine bahar geldi

Batman'daki yönetici atamalarına yargı engeli

2025-DGUY bugün yapılıyor

Çekirdekten girişimci proje olimpiyatlarında ödüller sahiplerini buldu

Okullar sağlık merkezine dönüşüyor! Sağlıklı çocuk, sağlıklı gelecek bilinci artıracak

Prof. Dr. Dağ: Yapay zekânın öğrenciler tarafından doğru kullanılması için öğretmenler rehberlik yapmalı

Malatya Valisi Yavuz: Eğitime yaklaşık 8,5 milyar TL yatırım yapıyoruz

Van'da okur-yazar buluşması

Sakarya SGM’de işaret dili eğitimleri başladı

ÖSYM hafta sonu 4 sınav yapacak

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.Galatasaray 30 24 1 5 44 77
2.Fenerbahçe 29 22 2 5 47 71
3.Samsunspor 30 15 9 6 9 51
4.Eyüpspor 30 14 8 8 16 50
5.Beşiktaş 29 13 7 9 12 48
6.İstanbul Başakşehir 29 13 10 6 9 45
7.Gazişehir Gaziantep 29 12 11 6 1 42
8.Konyaspor 31 11 13 7 -5 40
9.Antalyaspor 30 11 12 7 -19 40
10.Trabzonspor 29 10 10 9 11 39
11.Göztepe 29 10 10 9 9 39
12.Kasımpaşa 30 9 9 12 -4 39
13.Kayserispor 29 9 11 9 -11 36
14.Bodrum FK 31 9 15 7 -12 34
15.Rizespor 29 10 15 4 -14 34
16.Sivasspor 30 8 15 7 -10 31
17.Alanyaspor 29 8 14 7 -11 31
18.Hatayspor 30 4 19 7 -25 19
19.Adana Demirspor 29 2 23 4 -47

YAZARLAR