10121,52%-1,02
40,24% 0,11
46,86% 0,40
4339,18% 0,99
6880,30% -0,39
Eğitim sistemimiz günümüzde ciddi sorunlarla karşı karşıyadır. Bu sorunlar, öğrenci şiddeti, öğretmenlerin savunmasız durumu ve disiplin eksikliği gibi temel unsurlardan kaynaklanmaktadır. Öğrencilerin öğretmenler karşısında sergiledikleri olumsuz davranışlar, sadece sınıf yönetimini zorlaştırmakla kalmayıp, sağlıklı bir eğitim ortamını da ortadan kaldırmaktadır.
Eğitim sistemimiz bugün öğrenci disiplin terörü ile karşı karşıyadır. Öğrenciler karşısında öğretmenler savunmasız ve aciz durumdadır. Disiplinsizlik sınıf yönetimini kontrolden çıkarmıştır. Bu nedenle artık sınıflarda sağlıklı eğitim yapılamaz hale gelinmiştir. Birakım çıkarlar uğruna veli ve öğrenciyi memnun etme anlayışı eğitimin en önemli ögesi öğretmeni etkisizleştirmiş bu da beraberinde okullarda disiplin bunalımını beraberinde getirmiştir. Bu durum 1930 yıllarda ABD’de yaşanmıştır.
Şiddet asla savunulamaz, ancak öğrenci, öğrenmeye talip olandır (talebe), dolayısıyla sınıfta dersin ahengini bozan, dersi sabote eden öğrenciye gereken ceza verilmediği müddetçe sınıfta eğitimden bahsedilemez. Günümüzde haylaz diye tabir edilen olumsuz öğrenci davranışları sergileyen çocuklar, ülkemiz geleceği için yararlı işler yapabilecek akıllı, zeki ve yetenekli ama terbiyeli çocukların geleceğini karartmaktadır.
Diğer taraftan öğretmenlerin büyük bir bölümü tükenmişlik sendromu yaşamakta, mesleğini yapmak istememektedirler. Hatta önemli bir kesimi ruhsal hastalıklarla mücadele etmektedirler. Son dönemlerde giderek artan disiplin olaylarına, sınıf içi olumsuz öğrenci davranışlarına yönelik acilen önlem alınmalıdır. Özellikle pandemi sonrasında ortaya çıkan olumsuz öğrenci davranışları okulları etkisiz hale getirmiş, öğretmenleri bezdirmiştir. Sosyal bir patlama yaşanmadan çözüm aranmalıdır.
Müfredat değişiklikleri elbette gereklidir, yapılan değişiklik son derece olumludur, ancak bu müfredatı uygulayacak öğretmenlerimize rahat uygulayabilecekleri sınıf ortamları, okul iklimi yaratmadan hepsi güdük kalacak, uygulanamadan tedavülden kaldırılacaktır. Öğretmeni daha etkin ve yetkin kılmadan kaliteli bir eğitimden bahsedilemez. Eğitimde kalite sadece binalar yapmakla, müfredat değişiklikleri ile mümkün değildir. Asıl değişim öğretmenlerle birlikte olan değişimdir. Önce öğretmen! Hz. Ali (ra)ın dediği gibi “Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum” anlayışı ile öğretmene saygı, değer verilmeli, saygı göstermeyen, değer vermeyeleren haddi bildirilmelidir. Öğretmenin değeri önce yönetenler tarafından bilinmeli, maaş ve özlük hakları toplum tarafından alay edilir durumdan kurtarılmalıdır. Toplum olarak kurtuluşumuzun yolu eğitimdir, geleceğimiz öğretmenler emanettir. Öğretmenler bu koşullar altında bu ağır sorumluluğu kaldıramazlar.
Sınıfta bir öğrencinin diğerlerine sürekli müdahalede bulunması, öğretmenin ders anlatımını kesintiye uğratmakta ve diğer öğrencilerin öğrenme motivasyonunu olumsuz etkilemektedir. Bu durum, öğrencilerin akademik başarısını düşürmesine yol açabilir. Öğrencilere yönelik bu tür davranışların önlenmesi için etkili disiplin stratejilerinin benimsenmesi kritik bir önem taşımaktadır. Bu stratejiler arasında, pozitif davranış desteği ve öğrenci-öğretmen ilişkilerini güçlendirmeye yönelik programların uygulaması gibi yöntemler yer alabilir. Böylece, öğrencilerin olumlu davranışlar sergilemeleri teşvik edilebilir ve eğitim ortamları daha verimli hale getirilebilir.
Öğretmenlerin etkisizleşmesi, eğitimdeki en önemli unsur olan öğretmenliği zayıflatmakta ve okullarda disiplin bunalımını beraberinde getirmektedir. 1930’lu yıllarda ABD’de yaşanan benzer durumlar, günümüzde de geçerliliğini korumakta; özellikle öğretmenlere yönelik şiddet olaylarının artışı, eğitim sisteminin temel yapı taşlarını tehdit etmektedir. Öğretmenlere yönelik şiddet olayları, günümüzde de benzer şekilde öğretmenlerin iş tatminini azaltmakta; bu da eğitim kalitesi üzerinde olumsuz bir etki yaratmaktadır. Şiddet, hiçbir suretle savunulamaz; ancak ögesi olan öğrencilerin, öğrenme talebinde bulunan konumda oldukları unutulmamalıdır. Sınıfta dersin düzenini bozan öğrencilere gereken cezaların verilmemesi, eğitim kalitesini önemli ölçüde olumsuz etkilemekte ve bu durum, okuldaki genel atmosferi de olumsuz yönde etkilemektedir. Bu sorunları çözmek adına, okul yönetimleri ve öğretmenler arasında işbirliği ve iletişimin arttırılması büyük bir gerekliliktir. Ayrıca, öğretmenler için profesyonel destek sistemlerinin geliştirilmesi, bu sorunların aşılmasına katkı sağlayabilir ve öğretmenlerin motivasyonunu artırabilir.
Günümüzde haylaz çocukların, gelecekte ülkemiz için faydalı olabilecek akıllı, zeki ve yetenekli bireylerin gelişimini olumsuz etkilediği görülmektedir. Diğer yandan, öğretmenlerin büyük bir bölümü tükenmişlik sendromu yaşamakta ve mesleklerini icra etmekte zorlandıkları dikkat çekmektedir. Gerekli destek mekanizmalarının olmaması, öğretmenlerin sıkıntılarını daha da artırmakta ve bu durum, eğitimde kaliteyi düşürmektedir. Öğretmenlerimizin önemli bir kesimi ruhsal hastalıklarla mücadele etmektedir; bu da öğretim süreçlerini daha da sekteye uğratmaktadır. Bu nedenle, son dönemlerde artan disiplin olaylarına ve olumsuz öğrenci davranışlarına acil önlemler alınması gerekmektedir. Dünya Sağlık Örgütü'ne (WHO) göre, ruh sağlığının korunması eğitim ortamlarında da önemlidir; bu, öğretmenlerin psikolojik dayanıklılığını artırarak eğitim kalitesini de olumlu yönde etkileyecektir. Ayrıca, öğretmenlerin ruhsal sağlığını korumak için sağlanan destek programları, öğretim süreçlerinin yeniden canlanmasına katkı sağlayabilir. Modern sınıf yönetimi stratejileri, olumsuz öğrenci davranışları ile baş etme teknikleri ve stres yönetimi uygulamalarının eğitim sistemine entegre edilmesi, öğretmenlerin ruhsal sağlığını korumalarına yardımcı olabilir ve bu uygulamalar, eğitimin genel kalitesini artırabilir.
Pandemi sonrası yaşanan olumsuz öğrenci davranışlarının okulları etkisiz hale getirmesi ve öğretmenleri bezdirmesi, toplumsal bir patlama yaşanmadan çözüm arama zorunluluğunu doğurmaktadır. Müfredat değişiklikleri elbette önemli ve gerekli olmakla birlikte, bu değişikliklerin etkili bir şekilde uygulanabilmesi için öğretmenlerimize uygun sınıf ortamları ve pozitif bir okul iklimi sağlanmadan değişikliklerin başarılı olması mümkün değildir. Örneğin, eğitim kurumlarının sosyal destek programları ile öğretmenleri ve öğrencileri bir araya getiren etkinlikler düzenlemesi, öğretmenlerin motivasyonunu artırırken, öğrencilerin sosyal becerilerini geliştirmesine de katkıda bulunabilir. Bu şekilde, okul ortamları daha sağlıklı ve verimli bir hale getirilebilir. Bu tür etkinliklerin yanı sıra, öğretmenlerin ve öğrencilerin duygusal destek alabileceği destek gruplarının oluşturulması, okuldaki ilişkileri güçlendirebilir. Ayrıca, bu destek grupları, okul topluluğunun dayanışmasını artırarak öğrenme ortamını daha olumlu ve kapsayıcı hale getirebilir.
Kaliteli bir eğitimden bahsedebilmek için öğretmenlerin daha etkin ve yetkin hale gelmesi şarttır. Eğitimdeki kalite, yalnızca yeni binalar yapmakla ya da müfredat değişiklikleri ile sağlanamaz; bu noktada, öğretmenlerin mesleki gelişimlerine destek veren çeşitli programların uygulanması da kritik öneme sahiptir. Asıl değişim, öğretmenlerle birlikte gerçekleşen değişimdir.
Öğretmenlere duyulan saygı, Hz. Ali'nin "Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum" anlayışına uygun olarak artırılmalıdır. Saygı gösterilmeyen ve değer verilmeyen öğretmenlerin, toplum tarafından takdir edilmesi ve işlerinin kıymetli olduğunu hissetmelerini sağlamak hayati öneme sahiptir; ayrıca maaş ve özlük haklarının alay edilir durumda olmaktan kurtarılması gerekmektedir.
Toplum olarak kurtuluşumuzun yolu eğitimdir ve geleceğimiz öğretmenlerimize emanettir. Bu koşullar altında, öğretmenlerin eğitimdeki ağır sorumluluğu kaldıramazlar; dolayısıyla, eğitim politikaları, öğretmenlerin ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak hakem bir anlayışla düzenlenmelidir. Eğitim sistemimizin sürdürülebilirliği için öğretmenlere yönelik atılacak adımlar, bir sonraki neslin eğitimine doğrudan etki edecektir. Ayrıca, öğretmenlerin mesleki yeterliliklerinin artırılması için sürekli eğitim programları ve öğretmen değişim projeleri gibi uygulamalar, eğitim kalitesini yükseltmek için etkili yollar olarak öne çıkmaktadır. Öğrenciler şiddet uğramasın derken öğretmenler şiddet mağduru duruma düşmüştür. Sizce okullarda yaşanan disiplin sorunları nasıl aşılabilir? (Yorumlarınızı bekliyorum. Yapacağınız yorumlar bizlere ışık tutacaktır).
Hepinize sevgi, saygı ve selamlarımı sunuyorum.
BGSAM – Bulgaristan Stratejik Araştırma Merkezi
Başkan Vekili: Nevzat ÖZTÜRK