10336,50%0,68
32,25% 0,03
34,64% -0,11
2394,39% -0,23
3903,08% 0,00
Çin İşgali altındaki Doğu Türkistan'ı tamamen Çinlileştirmek amacıyla sözde "Batı Bölge Planı" kisvesi altında Çin eyaletlerinden bölgeye yerleştirilen Çinli sayısında bu yıl rekor artış yaşandığı öğrenildi.
İstiqlal TV ekibinin Takibe aldığı Çin Halk Ağında 21 Nisan yer alan habere göre, 2024 yılında İşgalci Çin’in "Batı Bölge Planı" kapanında sözde “gönüllü yerleştirme" adı altında Doğu Türkistan'a taşınan Çinli üniversite öğrencilerinin sayısında büyük oranda artış yaşandığı bildirildi.
Çin basınına göre, 2024 yılındaki sözde "Batı Bölgesi Planı"nın başvuru kayıtları halen devam ederken, bütün üniversite mezunları, veya yüksek lisans eğitimi almakta olan Çinli öğrenciler sözde "Batı Bölgesi Gönüllüleri" programına kayıt yaptırması hükümet tarafından teşvik ediliyor. Ayrıca Doğu Türkistan’daki sözde “Xinjiang Komünist Gençlik Birliği'nin” WeiChat kanalında ve de sözde "Batı Bölge Planı" yürütme komitesinin resmi internet sayfasında kayıt işlemlerinin sürdüğü belirtiliyor.
Bilgilere göre, Kabul edilen sözde “gönüllü” sayısındaki artış, Doğu Türkistan’da kurulan işçi sendikaları tarafından organize edilirken, işverenlerin ihtiyaçlarına göre “gönüllü hizmet yönetim sistemi” olarak adlandırılan sistem geliştirildiği ve yerleşimci Çinlilerin gönlüne göre iş bulmaları konusunda çeşitli kolaylıklar sağlandığı, tek koşulun ise Çinlilerin Doğu Türkistan'da kalıcı olarak yerleşmeyi kabul etmeleri olduğu öne sürülüyor.
74 yıldır Çin Komünist parti yönetiminin İşgali altında olan Doğu Türkistan’da Zulüm sınırları aştı. Doğu Türkistan Topraklarının meşru sahipleri olan Doğu Türkistan Halkı işgalden beri yeraltı ve yer üstü zenginlikleri ve insan kaynaklarıyla birlikte Çin sömürüsü altında inim inim inlemektedir. Ve elinde kalan son toprak parçası ve azıcık mal varlıklarıyla yaşam mücadelesi verirken, acımasız Çin yönetimi bunu da gasp etmeye çalışıyor.
Çin’in etnik soykırım konusunda 2017 yılında başlatılan büyük ölçekli keyfi tutuklamalarla eş zamanlı olarak gerçekleştirilen korkunç ve acımasız baskı uygulamaları, Doğu Türkistan’ın etnik nüfus yapısının kasten ve zorunlu olarak değiştirilmeye çalışıldığını açık ve net olarak ortaya koyuyor.
Gelinen noktadaysa Milyonlarca Uygur’u kollektif bir şekilde kamplara ve hapishanelere hapsetmesi, onların köle/işçi olarak zorla çalıştırması sonucu geride kalan mal varlığı, meyve bahçeleri ve tarım arazilerine hükümet el koyarak, çeşitli imtiyazlar ve prestijli yaşam vadiyle bölgeye kalıcı yerleşmeyi kabul eden Çinli yerleşimcilere peşkeş çekiliyor.
