9203,37%1,11
39,62% 0,16
45,68% 0,20
4296,95% 0,15
6933,62% 0,33
Artık bu saatten sonrasında meclisten içeri olsun sözümüz (10)…
yorumhaber/gözlem/değerlendirme/yazı dizisi
Ve bir bayram daha geldi.
Her ne kadar Doğu Türkistan’da işkence ve işgal altında kutlanamaz bir durumda olsa da…
Her ne kadar Gazze’de katil devlet bozuntusu lanetli kavim yüzünden hissedilemeyecek bir durumda olsa da…
Yemen’de, Libya’da veya Myanmar’da benzer engellemeler ile bayram tadı olmasa da;
İçimizdeki her ortamda kendilerini ulu orta meydana bırakan ve ne halt işledikleri asla belli olmayan, güvensizlikleri kokularından dahi belli olan; satılmış köpek ve onlardan geri kalmayan proje ürünü köpekçilerden haz aldığımız kadarıyla, kendi ülkemizde dahi “eh işte öylesine” dercesine, tüm İslâm âlemi için temenni eylediğimiz ve yaşayabildiğimiz bir oranda bayram.
Bayramımız (!) kutlu olsun…
Ulusala girmek istemiyorum; çünkü yaşamış olduğum şehrin sokaklarında hukuk adına sıkıntı varken, hak adına problem yaşanırken ve birileri de bu durumu halen daha görme özrünü yaşarken, kalkıp dışarıya laf söylemem abes ile iştigalden başka bir şey olmaz düşüncesindeyim.
İşte bu düstur ile çıktığımız yolda bir kez daha sözümüzü meclisin dışında bırakmamak için kelam eyleyelim dedik.
Yaşanılan veya yaşamaya çalışılan mevcut yıl içerisinde belirli gün ve haftalarımızın olduğunu bilmeyenimiz yoktur. Bu durum öyle bir hal almıştır ki, çoğu kamu çalışanımız bu günler ve haftalar üzerinden yapmış oldukları bilimsel çalışmalar neticesinde (!) daha çok ense yapabilmenin daha çok işten kaytarıp, tatil sevdasına düşmenin tezini dahi hazırlamıştır. Mesela hafta ortasına denk gelen 1 günlük bilmem ne günü tatilini (!) fırsata çevirerek kendi izinlerinden kullanım yapmadan, boşluğu çok olan kanunlarımızın arkasına saklanarak bir hafta boyunca tatil yapanların sayısını hiç hesapladınız mı?
Hesaplayamazsınız.
Çünkü o akıl sadece tembel adamlarda vardır ve tembel adamlarda her daim fikirli olur ve bu tür enteresan fikirlerde onlardan çıkar.
İşte bu yüzden de siz o hesabı yapamazsınız…
Mesela kullanılan her rapor veya mazeret izinleri için sosyal güvenlik prim kesintisi dâhil yevmiye kesintisi yapın bakalım sonucu ne olacak.
Hodri meydan!
İşte bu hodri meydanın içerisine ticaret ahlakımızın yaşamış olduğu yozlaşmayı da katabilirsek var ya; “yemede yanında yat” misali bal-kaymak olur çıkar.
Mesela dün biraz akraba ziyaret yapalım dedik.
Halı yıkama tesisinin girişinde yazıyor, kuaförün girişinde yazıyor, kahvehane girişinde hatta ve hatta gözlerime inanamadım ama bir cemaat yapılanmasının site girişinde dahi yazıyordu “Et Çekilir” diye.
E kardeşim kahvehaneyi ve hatta halı yıkama tesisini anladım da, insanlara haktan-hukuktan ve dahi kul hakkından bahseden ve o yönde ilmi bilgiler ışığında yönlendirme yapan sizlerin böylesi bir adıma tevessül etmesi nereden icap etti?
Bu adım ile kanunlarımızda sizi engelleyen bir madde olmadığını farz etsek dahi, etik olarak yaptığınız hakka hukuka uygun mudur?
Acaba bana fetva verebilir misiniz, kul hakkına girer mi?
Nasıl ki okullar açıldığı zaman aklına her esenin, bilhassa zincir marketlerin tamamının kırtasiye malzemesi satmasına karşı çıktık ise buna da bir yorum yapmadan geçemeyiz dedik.
Kasapların bu konuda ne düşündüğünü bilmem ama benim inandığım dinim bu tür faaliyetler için size özel izin verir mi diye bir düşünürüm.
Sizden geçtim, bu şehrin sözde esnaf odaları başkanları var ve onların bu sessizliği bir kez daha birçok defa dile getirdiğimiz konularda haklılığımızı ortaya koymaktadır.
Mesela Kasaplar Odası başkanının hemen yazılı bir metin ile “hukuksuzluğa daha fazla dayanamadığımızdan ve sesimizin duyulmamasından dolayı” diyerekten istifa etmesi en doğru yol olacaktır. Bu tür eylemlere tevessül eden esnafın oda başkanlarının cevap hakkını merak ediyorum ama esnaf sanatkârlar birliği başkanının bu usulsüzlüğe ne cevap vereceğini ise dört gözle bekliyorum.
Bu arada tüm belediyeler açısından bu şehrin bir zabıta kurumu olduğu gerçeğine ne hikmetse inanamadım gitti dersem yeridir.
Kardeşim sahi siz ne iş yapıyordunuz? Trafik beri berbat, yoksunuz. Kaçak yapılaşma aldı başını gidiyor, yoksunuz. Kaldırım işgali dâhil, yol işgaline varana kadar her şey mubah bu şehirde ama siz yine yoksunuz…
Her şeyi belediye başkanları yapacak ise sizi ne yapalım dersiniz?