9203,37%1,11
39,62% 0,16
45,68% 0,20
4296,95% 0,15
6933,62% 0,33
Soru: Kendisine Türkçü diyen herkesin dilinde Turan kelimesi vardır ve onlar sadece ümit etmezler, Turan'ın gerçekleşeceğine inanırlar. Biliyorsunuz ki ümit iman değildir, yüzde doksan dokuza kadar çıkabilir ama imana dönüşmeyebilir. Umudun izafiyeti vardır ve imana dönüşmesi için onu şüpheden arındırmak şarttır. Babamız bizi mümin olarak yetiştirdi, izafî olanın ötesine geçip Mutlak'a güvenmemiz için. Türkçüler bu konuda yanılıyor mu? Mutlaklık ölçüsüyle yaklaşıldığında Turan'ı nasıl görüyorsunuz? Sizin için Turan nedir?
Cevap: Evinize güneş doğsun.
Turan Türk birliğidir. Milliyetçiliğe, devletçiliğe dayalı bir birliktir. Türk devletlerinin birliğidir, yani devletlerin birliğidir. Herhangi bir birliğin yaratılmasının, bu birliğin hedefini ve amacını taşıyan bir temeli olması gerekir. Ve bu temel Türk birliğidir. Dünyanın korktuğu Türk birliği. O zemin, o talep yaratılmış olsa da, o temel, o temel, Türklük etrafında birleşme yaratılmamış olsa da. Bu her şeyden önce zihinlerde ve düşüncelerde Türklüğe dayalı, Türk inancına ve Türk ruhuna dayalı bir birlik olmalıdır. "Yolda yürü, Turan, elinde Kur'an!" sloganıyla olmayacak. Bu, kafiyeden başka bir şey değildir. Çünkü diğer dinlerden hiç biri, Sami dinlerinin hiçbiri Türk ruhuyla bağdaşmaz.
Turan, Türk ruhunun özüdür - doğuştan gelen inanç, tek yüzlülük, ölümü öldürme yeteneği, öldürmek için değil, zafer için savaşma ve en önemlisi bir aile anlayışına ve zihniyetine sahip olma. Bunların her birini ayrıntılı olarak açıklamak için bir röportaj yeterli değildir.
Bazı kendini akıllı ilan edenler Turan'ı bir devlet, bir devlet olarak anlıyor. Turan Türk devletlerinin birliği, bir dernek, NATO gibi bir yer, Avrupa Birliği gibi. NATO ve Avrupa Birliği'nin amacı farklıdır, dünyaya hükmetmek, sömürmek, ekonomik çıkarlar elde etmek. Turan Türk milletinin birleşmesidir. Bu birlik Türklük temelinde kurulmalı ki dünya bundan faydalanabilsin ve dünya uçurumdan kurtulabilsin. Türk ruhu dünyayı kurtarabilir. Turan Türk ruhuyla kurulmalı.
Soru: Elli, sık sık Türk ülkelerine seyahat ediyorsun, seyahat amacın nedir?
Cevap: Evet, seyahatlerim Türkiye'ye oldu ve olmaya devam ediyor. Bu seyahatler Çukurova Edebiyat Derneği tarafından organize edilen festivallerle ilgilidir. Kırgızistan, Kazakistan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Dağıstan'ın Derbent şehrinde etkinliklerimiz oldu. Güney Azerbaycan'da olmak istiyorum ama bu henüz mümkün değil.
Soru: Molla rejimi gitmeden önce seyahatinizin gerçekleşeceğini sanmıyorum. Çünkü bu rejim, Güney Azerbaycan'ı Azerbaycan'ın siyasi kurtuluşu olarak gördüğümüzü ve bu nedenle Uluyurd Hareketi içinde bir Bütün Azerbaycan'ın yaratılması için eylemlerimizi yürüttüğümüzü biliyor.
Cevap: Doğru, bu yüzden Güney'e yapacağım seyahatin bu kadar kısa sürede gerçekleşeceğine inanmıyorum, ancak seyahat edeceğime inanıyorum. Çünkü hiçbir rejim ebedi değildir, çürümüş molla rejimi dahil. Sorunuzun devamına geri dönüyorum.
Bu etkinliklere yazar ve şair olarak katıldığımı belirtmek isterim. Yaratıcılığımın temeli, yolunu sürdürdüğüm Asif Ata'nın yeni dünya görüşüdür. Amacım şair ve yazar olarak tanınmak, eserlerimi meşhur etmek vb. değil, sadece hüzünlü bir mücadele vermektir. Amacım her şeyden önce Türk'e kimliğini anlatmaktı. Burada birçok kişi bana gülebilir ama biz Türk'ün kim olduğunu bilmiyoruz ki?! Bildiğimiz gibi Türk'ün kimliği meselesi Azerbaycan'da geçen yüzyılın başlarında gündeme getirildi. A.Hüseyinzade, M.A.Resulzade, İsmail Bey Gaspıralı, Ziya Göyalp ve MKAtatürk'ün gündeme getirdiği Türklük olmasaydı, Osmanlı'da Osmanlı, Azerbaycan'da ise millet olarak Müslüman olarak anılacaktık. Yukarıda söylediğimiz gibi Türklüğümüzü ve milli kimliğimizi tanımasaydık ne Türk devleti ne de Azerbaycan devleti olurdu. Devlet, milleti geleceğe taşıyan ve onu ebediyen yaşatan araçtır. Devlet aynı zamanda milliyet üzerine kuruludur.
Bu açıdan bakıldığında Turan'ın inşasına ulusal kimlik ve Türklükle başlanması gerekir.
Soru: Turan hakkında acıklı, gürültülü ve kulakları sağır eden birçok şiir var. Birçoğu gösterişli görünse de, ruhu heyecanlandıran ve insanı içten harekete geçiren şiirler olarak değerlendirilebilirler. Bu nedenle, meselenin özüne bir adım daha yaklaşırlar. Şiirde Turan'ın tasvirini beğendiniz mi?
Cevap: Doğrudan cevap vereyim, hayır. Şiir ulusal bilinçte önemli bir rol oynasa da Turan şiirle, marşlar söyleyerek, sloganlar atarak inşa edilmez. Bir araç olarak kullanılır. Öncü bir rol oynayabilir, ancak yukarıda söylediğimiz gibi bu yapının bir temele, ideolojiye, sağlam, emin, sahtesiz, kendi kendine yeten bir inanca ihtiyacı vardır. Biçim vardır, içerik vardır, ancak anlam, öz bu değildir. Bugünün içeriği ve biçimi Turan'ı ifade etmez. Bugünün içeriği bu günü ifade edebilir, ancak yarını hiçbir şekilde ifade edemeyecektir.
Şiirle ilahi yazabilirsiniz, marş yazabilirsiniz. Arkasında inanç yoksa hem o marş hem de o ilahi iki günlük olur. Şiir, edebiyat Turan Birliği'nde edebi birlik gibi olabilir ve olmalıdır. Aslında Turan Birliği dediğimizde Türk devletlerinin edebi, kültürel, tıbbi, askeri, ekonomik ve siyasi birliği olmalıdır.
Soru: Modern Türk Dünyası'nda sürekli olaylar yaşanıyor, bunun en belirgin örneği Karabağ'ın 30 yıl sonra fethi, vatanımıza dönüş, vatanımıza dönüş. Batı Azerbaycan'a dönüş yolunun çizilmesi, Güney Azerbaycan'da milli uyanış, Suriye'deki Türkmenlerin kendi kaderlerini belirleme fırsatı bulması vb. Bildiğim kadarıyla Batı Azerbaycan'da doğup büyüdünüz, 1988'de sürgün edilen ve vatanı yağmalanan yurttaşlarımızdansınız. Bu toprakların gizemli güzelliğini Ata da "Hayatım ve Günüm" adlı sanatsal ve felsefi kitabında ayrıntılı olarak anlatmıştır. Ama genel olarak modern Türk Dünyası'nda sizi ne tatmin ediyor ve ne tatmin etmiyor?
Cevap: Öncelikle bizi memnun eden şeylerden bahsedeyim. Bir zamanlar yasak duvarlarının gölgesinde kalmıştık, kendimize kendi adımızı veremiyorduk. Şimdi birçok fırsat var. Sınırlar neredeyse açık, teknik imkânlar arttı, ilişkiler arttı. İkincisi, Türkiye bir anlamda Türk dünyasına patronluk taslayabiliyor, hatta bir yerde birbirlerine taviz vermek zorunda kalsalar bile birbirlerine destek oluyorlar. Karşılıklı askeri tatbikatlar yapmak güzel. Türk devletlerinin spor müsabakalarının Kazakistan'da bu şekilde yapılması gurur verici.
Aynı zamanda, tatminsiz taraflar da var. Türk kendine dönmezse, güçlü olamaz. Bunu dünya bizden daha iyi biliyor. Turancılık yabancılaşma üzerine kuruludur. Başka dinlere taparak kendiniz olamazsınız.
Soru: Edebiyat alanında Turan düşüncesini tam olarak ortaya koyan bir eser gösterebilir misiniz?
Cevap: Yanılmıyorsam Hugo'nun sözüdür, şiirde yağmur yağıyor deme bana, şiirde sen yağdırıyorsun. Yani ben Turan'ın oğluyum, Turan'ın kızıyım. Turan yapmaz. Bana Turan nedir, Türk birliği neye dayanır, bu birliğin amacı, anlamı, özü nedir, anlat.
Turan'la ilgili kesin fikri Ojagçılar'da görüyorum. Kendimiz demiyorum, sadece kendimiz olduğumuz için. Ojagçılar'ın ve Asif Ata'nın Türk birliği fikirlerine dayanan yaklaşımları sağlam ve kesin. Bu açıdan, Eluja, bunu senin eserlerinde görüyorum. Hugo'nun dediği gibi, yağmur yağıyor demiyorsun, ama eserlerinin fikirlerinde, ayrıntılandırılmadan, alt metinde öyle görünüyor. Bu gerçek edebi ustalıktır. "Kirkukluler - teklengelen türkler" adlı kitabında Turan'ı Türklerin durumunda görüyorsun.
Soru: Asif Ata diyor ki: “Türk devletleri kuruldu, Türk aileleri dağıldı.” Siz bir Atalı olarak, bir Ocak Evladı olarak bunu nasıl açıklıyorsunuz?
Cevap: Babam da şöyle demişti: "Türkler büyük imparatorluklar kurdular, ama Türk birliğini sağlayamadılar."
Türk ruhunun birlik, beraberlik, savaşçılık ve aile anlamına geldiğini daha önce belirtmiştik. Burada haklı olarak şu sorulabilir, diğer milletlerde de bu özellikler yok mu? Evet, ama Türkler gibi değil. Bu başlı başına ayrı bir konu. Türkler aile kutsallığına büyük önem vermişlerdir. Bu durum masallarımızda ve destanlarımızda yaşamaktadır. Araştırmalara göre İslamiyet öncesi Türk ailesi bir kadın ve bir erkek arasında kurulmuştur. Bu nedenle çok eşlilik kelimesi eski Türk yazıtlarında hiçbir yerde geçmez. Türklerde aile kutsal bir kurum olarak kabul edilirdi. Kadın evin sahibi olarak adlandırılırdı. Çoğunlukla dışarıdan evlilik yaparlardı. Yüksek bir aile kültürü vardı. Bu tür bilgilere eski Türk yazıtlarında, eski Türklerle ilgili yazılarda sıkça rastlarız. Türk ailesindeki kadının rolünü görmek için Dede Korkut Destanı'nı karıştırmak yeterlidir.
Devlet, aile temelinde kurulmuştur. Türklerin tarihine giren İslam dini, Türklere yabancı olan birçok özellik getirmiştir. Korku, itaat, kölelik ve çok eşlilik getirmiştir. Türk padişahları haremler kurmuş ve böylece Türk ailesi kutsallığını kaybetmiştir. Aile, manevi bir olaydan fiziksel bir olaya dönüşmüştür. Aile, insan doğumunun kutsallığını ve doğumun kutsallığını koruyan en büyük olaydır.
Soru: Asif Ata özellikle Türkiye ve Azerbaycan'ın Türk Dünyası'ndaki rolünü vurguluyor. "Azerbaycan Türk Dünyası'nın beyni ve kalbidir. Türkiye Türk Dünyası'nın kolu ve sırtıdır." Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Cevap: Türk, tarihte hakikat ve adaletin koruyucusu olarak iz bıraktı ve bu görevi kılıçla yerine getirdi. Türk, kılıca o kadar alışmıştı ki entelektüel düşünceye önem vermedi. Şimdi Türk'ün entelektüel olma zamanıdır. Azerbaycan edebiyatı, kültürü ve müziği, Türk dünyasının inancı ve yeni Mutlak İnanç dünya görüşü ile Türk dünyasının beyni ve kalbi olma gücüne sahiptir. Azerbaycanlılığımızın, Zerdüştlüğümüzün, Babekliğimizin, Dede Korkudculuğumuzun, Fuzuliliğimizin, Naimiliğimizin, Nesimiliğimizin, Sazlığımızın ve Mugamizliğimizin temeli, Türk dünyasının tüm entelektüel düşüncesini ifade eder ve içerir. Modern dünya gücü tanır. Güç açısından Türkiye, tarihsel olarak Türk dünyasının kalesi, arkası ve desteği olmuştur. Bu Osmanlı
Bu durum hem Büyük Atatürk döneminde hem de sonrasında böyleydi. Büyük Atatürk şöyle demişti: "Azerbaycan'ın sevinci bizim sevincimizdir, Azerbaycan'ın üzüntüsü bizim üzüntümüzdür."
Soru: Turan’da vatansız Türk toplulukları nasıl konumlandırılmalıdır?
Cevap: Her Türk'ün Turan topluluğunda bir yeri vardır. Topluluk şeklinde olsa bile, bu topluluklar birlikte temsil edilmelidir. Bu topluluklar Turan'ın koruması altında olmalıdır.
Türk olan yerde Turan vardır. Türk devletlerinde yaşayan diğer milletlerin milli çıkarlarını Türk kadar koruyan ikinci bir millet göremiyorum. Türk kimseyi köleleştirmemiş, kimseye de köle olmamıştır. Türk devletlerinde diğer milletler ve etnik gruplar milli kimliklerini korurlar. Çünkü dokunulmamıştır. Asimile edilmemiştir. Bu yüzden Türk'e karşı her türlü kışkırtmayı yapsalar bile Türk'ü başka bir millete karşı düşmanca bir konuma sokamazlar. Ermeni meselesi yıllardır karalamaktan başka bir işe yaramamaktadır. Türk'e karşı olan güçler bunu anlayıp bir başka kirli oyuna başvurdular, Türk'ü kendisine karşı çevirdiler. Bu açıdan Türk'ü Özbek, Kazak, Türkmen, Naiman, Ada, Türk, Azerbaycan Türkü diye ayırmamak gerekir. Türk her yerde Türk'tü, Türk olma hakkı vardı, Turan da aynı hakka sahip olmalıdır. Hatta bence küçük bir grup olarak değil, Türk olarak adlandırılmalıdırlar.
Baba'nın dediği gibi, yükümüzden daha büyük bir sevinç yoktur!
Eluca'dan: Gerekli konuşma için orada olun!
Gururunu kibirlilerden koru, kibirliler gururunu çalarsa eylemsiz kalırsın!