14171,42%-0,88
42,71% 0,05
50,25% 0,09
5885,65% -0,38
9539,73% 0,00
Birleşmiş Milletler’in (BM) son verilerine göre, bu yıl yalnızca İran ve Pakistan 2,6 milyon kişiyi hukuka aykırı olarak Afganistan’a sınır dışı etti. Gönderilenlerin yaklaşık yüzde 60’ı kadınlar ve çocuklardı. Binlerce kişi de Türkiye ve Tacikistan’dan sınır dışı edildi. Bu yıl Avrupa devletleri de Afganları zorla geri gönderme girişimlerini artırdı. Almanya, Avusturya ve Avrupa Birliği’nin fiili Taliban yetkilileriyle zorla geri göndermelerin kolaylaştırılması konusunda müzakere ettiği haberleri basında yer aldı. Afganistan’da derinleşen insani kriz, geri gönderilenler için ciddi zarar görme riskini artırıyor. Uluslararası Af Örgütü, mültecilerin ve sığınmacıların Afganistan’a zorla geri gönderilmesine derhal son verilmesi çağrısında bulunuyor.
Uluslararası Af Örgütü Güney Asya Bölgesel Direktörü Smriti Singh, “Taliban’ın insan haklarına yönelik kapsamlı şekilde belgelenen baskılarına rağmen İran, Pakistan, Türkiye, Tacikistan, Almanya ve Avusturya gibi birçok devlet, Afganları özellikle kadınlara, kız çocuklara ve muhalif seslere yönelik ihlallerin yaygın ve sistematik olduğu bir ülkeye sınır dışı etmek için yaygara koparıyor. 22 milyondan fazla kişinin (ülke nüfusunun neredeyse yarısı) yardıma ihtiyaç duyduğunu, korkunç ve derinleşen insani krizleri söylemeye bile gerek yok” diye konuştu.
“Bu insanları Afganistan’a zorla geri gönderme telaşı, en başta neden kaçtıklarını ve geri gönderilmeleri halinde karşılaşacakları ciddi tehlikeleri göz ardı ediyor. Devletlerin uluslararası yükümlülüklerini açıkça hiçe saydığını gösteriyor” diyen Singh, sözlerini şöyle sonlandırdı:
“Devletler zorla geri göndermeleri derhal durdurmalı ve uluslararası hukuk kapsamındaki geri göndermeme yükümlülüklerine riayet etmeli. Bunu yapmamaları, Afganların karşılaştığı ciddi tehlikeleri göz ardı etmeleri ve yasal ve ahlaki sorumluluklarına sırt çevirmeleri anlamına gelir.”
İsrail ile çatışmaların ardından geri göndermeler arttı
Uluslararası Af Örgütü, Temmuz-Ağustos 2025 arasında 11 kişiyle uzaktan görüşmeler gerçekleştirdi. Bunların yedisi, İran ve Pakistan’dan Afganistan’a zorla geri gönderilen, dördü ise İran ve Pakistan’da her an sınır dışı edilme riski altında olan Afgan mülteci ve sığınmacılardı. İran’da, 2022’de en az 2,6 milyon Afgan geçici koruma statüsünde kayıtlıydı ve bir “yoklama” belgesiyle kamusal eğitim sistemine, çalışma iznine ve ücretsiz sağlık hizmetlerine erişebiliyordu. Ancak 12 Mart 2025’te Afganların “yoklama” belgelerinin süresinin, 21 Mart’ta dolacağı ve sosyoekonomik hizmetlere erişimin sonlanacağı açıklandı. İran yetkililerinin toplu sınır dışı uygulamaları, Haziran 2025’te İran ile İsrail arasındaki çatışmaların tırmanmasının ardından temmuz-ekim arasında hızla arttı. Ocak-ekim döneminde 1,6 milyon Afganın 900 binden fazlası İran’dan sınır dışı edildi.
“Tanınırız korkusuyla devlet dairelerine gidemiyoruz”
Ağustos 2021’den önce güvenlik ve savunma güçlerinde çalışan Gull Agha*, “yoklama” belgesinin süresi dolduktan sonra Nisan 2025’te İran’dan zorla geri gönderildi. Agha, “Bize çalışma vizesi için (Afganistan’daki) İran Konsolosluğu’na başvurabileceğimiz söylendi ama ben eski bir güvenlik personeli olduğum için pasaport dairesine gidip [Afgan] pasaportuna başvuramıyorum. Orada tüm biyometrik verilerim var” diyerek yaşadıklarını anlattı. Ayrıca İran konsolosluğuna başvuranlara, böyle bir “çalışma vizesi” bulunmadığının söylendiğini ekledi.
Pakistan da son dönemde Taliban ile yaşanan sınır çatışmalarının ardından Afgan mültecileri sınır dışı etme çabalarını artırdı. Şukufe*, Taliban’ın 2021’de iktidarı ele geçirmesinden önce eski Afgan hükümetiyle ve uluslararası bir örgütte çalışıyordu. 2022 başında İran’a kaçtı ancak birkaç ay sonra vizesinin süresi dolduğu için zorla geri gönderildi. Döndükten hemen sonra Pakistan’a kaçtı ve burada BM Mülteciler Yüksek Komiserliği’ne (UNHCR) sığınmacı olarak kaydolmayı başardı. Ancak Haziran 2025’te polis evine baskın düzenledi ve ailesiyle birlikte Afganistan’a sınır dışı edildi. Şukufe, Taliban yönetimi altındaki durumu, “Evlerimizden serbestçe çıkamıyoruz. Kız okulları kapatıldı. İş bulma olanağı yok. [Eski hükümet yetkilileri ve aktivistler olarak] tanınırız korkusuyla doğrudan Taliban yönetimindeki devlet dairelerine gidemiyoruz” sözleriyle anlattı.
Uluslararası Af Örgütü’ne konuşan eski hükümet çalışanları, eski güvenlik güçlerinin mensupları ve aktivistler, korku içinde yaşadıklarını ve geçmişteki işleri ve aktivizmleri nedeniyle doğdukları veya önceden ikamet ettikleri eyaletlere dönemediklerini söyledi. Taliban, eski hükümette çalışanlar için genel af ilan etmesine rağmen, eski hükümet yetkililerini, güvenlik ve savunma güçleri üyelerini keyfi gözaltılar, işkence, hukuka aykırı tutuklama ve yargısız infazlarla hedef almayı ısrarla sürdürüyor. BM Afganistan Yardım Misyonu, yalnızca Temmuz-Eylül 2025 arasında 21 keyfi gözaltı, işkence ve kötü muamele vakasının yanı sıra 14 eski güvenlik ve savunma personelinin öldürüldüğünü belgeledi. Ağustos 2025’te BM Mülteciler Yüksek Komiserliği, geri gönderilenlerin yüzde 82’sinin yerinden edilme, iş sıkıntısı ve Afganistan’a döndükten sonra temel ihtiyaçların karşılanması için çekilen krediler nedeniyle borç içinde olduğunu açıkladı.
“Taliban korkusu yüzünden insanlarda umut kalmadığını hissettim”
Taliban yönetiminde kadınlar ve kız çocuklar kamusal hayattan sistematik olarak dışlanıyor. 12 yaşından sonra eğitim görmeleri yasak, seyahat ve ifade özgürlükleri ellerinden alındı, BM ve sivil toplum örgütleri bünyesinde veya havalimanı güvenliği, ilköğretim ve sağlık hizmetleri gibi istisnai vakalar dışında kamu sektöründe çalışmaları yasaklandı.
İnsanlığa karşı işlenen toplumsal cinsiyete dayalı apartheid suçunu oluşturan, dünyanın en şiddetli toplumsal cinsiyete dayalı ayrımcılık türlerine maruz bırakılmalarına rağmen çok yüksek sayıda kadın ve kız çocuk Afganistan’a sınır dışı ediliyor. BM tahminlerine göre, Pakistan’dan sınır dışı edilenlerin yarısı, İran’dan da Haziran 2025’e kadar sınır dışı edilenlerin yüzde 30’u kadınlar ve kız çocuklar.
Kadın hakları aktivisti Sakine*, 2021’de Taliban’ın iktidarı ele geçirmesinin ardından Pakistan’a kaçtı ancak BM Mülteciler Yüksek Komiserliği’nde kayıtlı ve BM insani yeniden yerleştirme programına dahil olduğu halde Eylül 2025’te zorla geri gönderildi. Taliban, Sakine’nin nerede olduğunu öğrenmek için iki kez aile üyelerini gözaltına aldı ve fiziksel şiddete maruz bıraktı. Ülkeden tekrar kaçmayı başaran Sakine, Uluslararası Af Örgütü’ne şunları söyledi: “Afganistan’da kaldığım süre boyunca evden çıkmadım. Kadınlar Taliban’dan korkuyor. Taliban korkusu yüzünden insanlarda umut kalmadığını hissettim. Sırf Taliban kimliğimi öğrenecek diye değil, burka giymediğim için gözaltına alacak diye de korkuyordum.”
*Kişilerin kimliğini korumak için isimler değiştirilmiştir.