“Bizi değil, çaresizliğimizi yönettiniz. Alternatif doğmasın diye milletin geleceğini kararttınız.”
Bir halkın önüne tek bir seçenek konmuşsa, orada seçim değil teslimiyet vardır.
Ve ne acıdır ki, Bulgaristan Türkleri tam 36 yıldır hep aynı cümleye mahkûm bırakıldı:
“DPS olmazsa daha kötüsü gelir.”
Bu korku, bu psikolojik baskı, bu mecburiyet…
Bizim kaderimizi belirleyen en derin tuzaklardan biri oldu.
Korkuyla İnşa Edilmiş Bir Sistem
Her seçim öncesi, her kriz anında aynı senaryo işlendi:
– “Biz gidersek faşistler gelir.”
– “Biz varsak Türkler güvendedir.”
– “Bölünürsek siliniriz.”
Oysa gerçek şuydu:
Halkın karşısına başka seçenek çıkmasın diye,
yeni sesler bastırıldı, umutlar boğuldu, gençler susturuldu.
Ses Veren Herkes Susturuldu
– Yeni bir oluşum başlatanlar hain ilan edildi.
– Eleştiren kanaat önderleri karalandı.
– Genç lider adayları dışlandı.
– Alternatif medya ve düşünce platformları sindirildi.
Çünkü sistem, sadece bir partiyi değil, bir suskunluk rejimini ayakta tutuyordu.
Alternatifsizlik = Esaret
Alternatifin olmadığı bir halk, özgür değildir.
– Bu halk yıllarca sandığa mecbur bırakıldı.
– Kendini temsil etmeyen isimlere oy vermek zorunda kaldı.
– Her defasında “idare edelim” denilerek gelecek ertelendi.
Oysa halkın iradesi her defasında:
“Yeni yüzler, yeni sesler, yeni umutlar” diye haykırdı.
Ama o ses duyulmadı.
Çünkü duyulması istenmedi.
Bilinçli Bir Alternatifsizlik
Bu bir tesadüf değil, bilinçli bir stratejiydi:
– DPS’nin halkı kuşatması,
– Devletin bu kuşatmaya göz yumması,
– Ahmet Doğan’ın gölge siyasetiyle tüm seçeneklerin boğulması…
Her şey, halkı “mevcut olana razı” hale getirmek içindi.
Peki Sonuç Ne Oldu?
– Türk halkı siyasetten soğudu.
– Genç nesil temsil arzusunu kaybetti.
– Güvensizlik derinleşti.
– Liderlik üretilemez hale geldi.
– Ve millet, tek seçeneğe mahkûm oldu.
Alternatif üretmek korkutuldu.
Seçenek sunmak hainlikle eş tutuldu.
Halk, hep aynı yüzlere, aynı vaatlere, yani aynı kandırmacaya mahkûm bırakıldı.
Ve bu da, ihanetten farksız bir zulümdü.
Unutma:
Bir halkı köleleştirmenin en sinsi yolu,
ona başka hiçbir kapı bırakmamaktır.