'Komisyon Önemli Bir Süreci Yürüttü'
Raporda, Milli Birlik, Dayanışma ve Demokrasi Komisyonu'nun toplumsal huzurun, demokratik değerlerin ve millî birlik ruhunun güçlendirilmesi amacıyla önemli bir süreç yürüttüğü ifade edildi. DSP, komisyonun elde ettiği kazanımları ve karşılaştığı zorlukları değerlendirmek, aynı zamanda sürecin geleceğine ilişkin öneriler sunmak amacıyla bu raporu hazırladığını belirtti.
Komisyonun, çalışma yöntemlerini belirledikten sonra "terörsüz bir ülke ve bölge" hedefi doğrultusunda devletin ilgili birimlerinin üst düzey yetkililerinin sunumlarıyla çalışmalarına başladığı kaydedildi.
Sivil Toplum ve Farklı Kesimler Dinlendi
Raporda, komisyon çalışmalarında sivil toplum kuruluşları, akademisyenler, meslek örgütleri, terörden doğrudan etkilenmiş güvenlik mensupları, şehit aileleri dernekleri, terör örgütü mensuplarının yakınları ve bazı annelerin görüşlerinin dinlendiği belirtildi. Bu görüşmelerin, ortak akıl ve uzlaşı kültürünün gelişmesine katkı sunduğu ifade edildi.
Özellikle toplumsal kutuplaşmanın azaltılması, demokratik katılımın artırılması ve sosyal adaletin güçlendirilmesi yönünde önemli adımlar atıldığına dikkat çekildi.
İmralı Ziyaretine Eleştiri
Raporda, bazı komisyon üyelerinden oluşan bir heyetin İmralı Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumu'na giderek ömür boyu ağırlaştırılmış hapis cezası alan bir terör hükümlüsünü ziyaret etmesinin yanlış olduğu ifade edildi. Sürecin içeriğine dair "gizemli ve esrarengiz" tutum ve davranışların, sürece duyulan güveni zedelediği vurgulandı.
Şehit Yakınları ve Gazilere İlişkin Değerlendirme
Şehit yakınları, gaziler ve terörden zarar gören toplum kesimlerine ilişkin değerlendirmelerde, bu yurttaşların acılarının paylaşıldığı ifade edildi. Raporda, "artık ne şekilde olursa olsun başka canlar yanmasın" yönündeki yaklaşımların, intikam duygusundan uzak olduğu vurgulandı.
Şehitlerin, yalnızca ailelerinin değil tüm milletin evladı olduğu belirtilerek, terörsüz Türkiye hedefine ilişkin değerlendirmelerin sadece bu kesimle sınırlı tutulamayacağı ifade edildi.
PKK Sempatizanları ve Terör Örgütü Mensuplarının Yakınları
Raporda, PKK sempatizanı ve terör örgütü mensuplarının yakınlarının, ayrılıkçı söylemleri ısrarla gündemde tuttukları, çocuklarının örgüte katılımını demokratik haklar üzerinden gerekçelendirdikleri ifade edildi. Devletten özür ve ileride maddi tazminat beklentisi içinde oldukları yönünde değerlendirmelere yer verildi.
Bu kesimlerin, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan terör örgütü elebaşının serbest bırakılmasını şart koşmalarının kabul edilemez olduğu vurgulandı.
Gazeteci, Akademisyen ve Bilim İnsanlarına Yönelik Eleştiriler
Bazı gazeteci, akademisyen ve bilim insanlarının, komisyonda yaptıkları sunumlarda bilimsel ve nitelikli katkı sunmak yerine, siyasi beklentiler doğrultusunda hareket ettikleri yönünde tespitlere yer verildi. Raporda, birkaç kişi dışında bilimsel içerikli değerlendirmelerin sınırlı kaldığı ifade edildi.
Bakanlık Sunumlarına İlişkin Değerlendirme
İçişleri, Dışişleri, Milli Savunma Bakanları ile MİT Başkanı'nın sunumlarının, sürecin siyasi desteğini güçlendirmeye yönelik olduğu, ancak birçok soru işaretini gideremediği belirtildi. Toplantıların basına kapalı olmasını gerektirecek nitelikte bir verim sağlanamadığı, bu görüşün komisyon üyeleri arasında yaygın olduğu kaydedildi.
Terörün Amacı ve Küresel Boyut
Raporda, terör örgütlerinin küresel güçler tarafından vekil unsurlar olarak kullanıldığı görüşü dile getirildi. Türkiye'nin Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren emperyalist hedeflerin odağında olduğu belirtilerek, geçmiş isyanlarla PKK terörü arasında amaç ve gerekçe açısından benzerlikler kuruldu.
PKK elebaşının 27 Şubat 2025 tarihli açıklamasına atıf yapılarak, örgütün kendisini "Cumhuriyet tarihinin en uzun isyanı" olarak tanımlamasının bu durumu açıkça ortaya koyduğu ifade edildi.
'Terörsüz Türkiye İçin Asıl Muhatap Küresel Güçlerdir'
Raporda, terörsüz bir Türkiye ve bölge hedefinin, yalnızca örgütlerle değil, bu örgütleri destekleyen küresel güçlerle doğrudan temas kurularak sağlanabileceği savunuldu. Bu çerçevede birincil muhatabın Amerika Birleşik Devletleri olduğu görüşü dile getirildi.
DSP'nin Önerileri
Demokratik Sol Parti, sürecin daha kapsayıcı ve sürdürülebilir olması için şu başlıklarda öneriler sundu:
PKK ve uzantıları olan PYD, YPG, SDG, PJAK ve KCK'nın fesihlerini ilan etmesi
Üst düzey terör örgütü yöneticilerinin silahlarını teslim ederek bağımsız Türk yargısına teslim olması
Süreç kapsamında af tartışmalarının kesinlikle gündeme getirilmemesi
Komisyon çalışmalarının yerel yönetimlerle birlikte yaygınlaştırılması
Silahlı çatışmaya katılmamış örgüt mensupları için özel bir yasal düzenleme yapılması
Eğitim müfredatında ulusal kurtuluş mücadelesinin pratik ve yerinde anlatılması
Komisyon çalışmalarında şeffaflık ve düzenli kamuoyu bilgilendirmesi sağlanması
Süreç için sürdürülebilir ve yasal güvenceye sahip bir finansman modeli oluşturulması
Sonuç Bölümü
Raporda, Milli Birlik, Dayanışma ve Demokrasi Komisyonu'nun toplumun ortak geleceği açısından önemli bir zemin oluşturduğu belirtilirken, terör örgütünün sahadaki açıklamalarının süreci sabote etme riski taşıdığına dikkat çekildi.
DSP Genel Başkanı Önder Aksakal, devletin bu duruma sınırsız tolerans göstermemesi gerektiğini vurgulayarak, olası bir zafiyet algısının Türkiye'nin bekasına yönelik daha ciddi riskler doğurabileceği uyarısında bulundu.
Kaynak : PERRE